6 Ekim 2019 Pazar

CÜMLE ÇEŞİTLERİ

 
CÜMLE ÇEŞİTLERİ

Cümleler, kendini oluşturan sözcüklerin anlamlarına, cümlede bulundukları yerlere, türlerine göre değişik özellikler gösterir. İşte bu özelliklere göre cümleler değişik gruplar altında incelenir.

A. YÜKLEMLERİNE GÖRE CÜMLELER

Buna “yükleminin türüne göre” de denebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin türüne bakılır.

1. Fiil (Eylem) Cümlesi 

Yüklem durumunda bulunan söz, çekimlenmiş bir fiilse, cümle fiil cümlesidir. “Salondaki konuşmacıyı dinledi.” cümlesinde “dinledi” yüklemdir. Bu yüklem “dinlemek” fiilinin bilinen geçmiş zamanda çekimlenmesiyle oluştuğundan, cümle, yüklemine göre fiil cümlesi olur. “Kardeşim hasta oldu.” “Bu işi bugün yapabilirim.” “Geziye gitmekten vazgeçti.” cümlelerindeki yüklemler de fiil olduğundan bu cümleler eylem cümlesidir.

2. İsim (Ad) Cümlesi 

Yüklem çekimli bir fiil değilse, ister isimden ister edattan, isterse fiilimsiden oluşsun isim cümlesi sayılır. Bu cümleleri, adına aldanıp sadece ismin yüklem olduğu cümleler olarak anlamamak gerekir “Bugün hava güzel.” cümlesinde yüklem “güzel” sözcüğüdür. Bu sözcük ek eylem alarak yüklem olmuş bir isimdir. Yani fiil değildir. Öyleyse bu cümle isim cümlesidir. “Onun birçok kitabı var.” “Bu soru zor değil.” “Dün akşam deniz kenarındaydık.” “Bütün öğrenciler okulun bahçesinde.” “Burası eski bir okuldur.”

B. ÖGE DİZİLİŞİNE GÖRE CÜMLELER

Türkçede cümleyi oluşturan ögeler belli bir mantık dizilişine göre sıralanır. Hatta tamlamayı oluşturan sözcüklerin bile bir sıraya göre dizilmesi gerekir. Ögelerin sıralanışına göre cümleler iki grupta incelenir.

1. Kurallı Cümle 

Yüklemi sonda bulunan, yani ögelerin Türkçe'nin kurallarına göre sıralandığı cümlelerdir. “Sanat eseri, halkın sorunlarını anlatır.” cümlesinde “anlatır” yüklemi sonda bulunduğu için cümle kurallıdır. 28 “Bu ayakkabılar eskimiş.” “Bu resim çok güzelmiş.” “Bu kitabı ben de okudum.” cümlelerinde yüklemler sonda olduğundan, bu cümleler kurallıdır.

2. Devrik Cümle 

Yüklemi sonda bulunmayan cümlelerdir. “Ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam.” cümlesinde yüklem “ayırma” sözcüğüdür. Diğer bütün ögeler yüklemden sonra geldiğinden bu cümle devriktir. “Seni almadan gitmeyeceğim buradan.” “Kuşlar buralara gelmiyor artık.” “Çayınızı hazırlarım şimdi.” cümlelerinde yüklemler sonda olmadığından bu cümleler devriktir.

3. Eksiltili (Kesik) Cümle

Yüklemin kullanılmadığı cümlelerdir. Yargının ne ol­duğu okuyucunun yorumuna bırakılır.
Gecenin koyu karanlığında rüzgârda sokak koku­su...
Düğün el ile, harman yel ile... (yapılır)
Karşımızda geniş ve yemyeşil bir ova...
Her yerde hüzün ve gözyaşı, her yerde sonbahar...
O kadar zor ki sensiz yaşamak...

C. ANLAMINA GÖRE CÜMLELER

Her cümlenin bir anlamı vardır. Ancak cümleler bu anlamı değişik yapılarla bildirir. Bazen bir yargıyı haber verir. Bazen anlamı, soruyla bildirir. Bazense bir duyguyu aktararak ifade eder.

1. Şekilce ve Anlamca Olumlu Cümle
Hem yüklemin çekimi hem de genel anlamı olumlu olan cümlelerdir.
Bu tür cümlelerin yükleminde olumsuzluk belirten herhangi bir ek veya sözcük yoktur.
 Röportajdaki soruların bazıları çok özeldi.
 Dil, bir milleti ayakta tutan en önemli unsurdur.
 Her geçen gün biraz daha fakirleşiyoruz.
 Van depreminde birçok insan öldü.

2. Şekilce Olumlu Anlamca Olumsuz Cümleler
Bazı cümleler şekilce olumlu olduğu hâlde anlamca olumsuzdur.
Ne kızı verir ne de dünürü küstürür. (ikisini de yap­maz.)
 Sizin gibi insanlara nasıl güveneyim? (güvenemem)
 Böyle bir dünyada yaşanır mı hiç? (yaşanmaz)
Gel de ders çalış böyle gürültülü bir yerde. (çalışıl­maz.)

3. Şekilce ve Anlamca Olumsuz Cümle
Yüklemin taşıdığı yargının gerçekleşmediğini bildi­ren cümlelerdir.
Olumsuz cümlelerin yükleminde “-ma, -me, -maz, -mez, -sız , -siz, -suz, -süz” olumsuzluk ekleri ile “yok, değil” sözcükleri bulunur.
 Hayatı politik mücadelelerle geçen eski kurt, artık evinden çıkmıyor.
 Havanın güneşli olmasına aldanmayın.
 Yaptığın hareket hiç doğru değil.
 Herkes yaşananlardan rahatsızdı.
 Lafla peynir gemisi yürümez.
 Aradığınız ürünler, burada yok.

4. Şekilce Olumsuz Anlamca Olumlu Cümle
Bazı cümlelerin yüklemi olumsuz çekimlendiği hâlde bu cümleler anlamca olumludur.
 Bilmez miyiz senin ne kadar dürüst olduğunu? (biliriz)
 Böyle insanlarla iş yapılmaz mı? (yapılır)
 Bu eğitim yuvasında teknoloji adına yok yok. (Her şey var.)
 Hiçbir canlı ölümsüz değildir. (Her canlı ölümlüdür.)

5. Soru Cümlesi
a) Gerçek Soru Cümlesi
Herhangi bir soru ögesinin bulunduğu ve cevap alma amacının taşındığı tüm cümleler, gerçek soru cümlesidir.
 Bu soruyu nasıl çözebiliriz?
 Bu hafta sonu deneme sınavı yapılacak mı?
 Kim bu işleri koordine edecek?

b) Sözde Soru Cümlesi
Herhangi bir soru ögesinin kullanıldığı ancak cevap alma amacının taşınmadığı cümlelerdir.
Uyarı  Sözde soru cümlelerinde de soru işareti kullanılır.
 Bu havalarda kısa kollu gömlekle dolaşılır mı?
 Böyle şairlerin kıymeti bilinmez mi?
 Kim inanmaz ki onun suçsuz olduğuna?

6. Ünlem Cümlesi
Sevinme, üzülme, korku, heyecan vb. duyguların verildiği cümlelerdir.
 Yazıklar olsun, bir çocuğa sahip çıkamadınız!
 Aman ha, onu gözden kaçırmayasınız!
 Tüh, arabayı kaçırdık!

D. YAPILARINA GÖRE CÜMLELER

Her cümle bir yargı bildirir. Ancak bazı cümlelerde birden fazla yargı bildiren unsur bulunur. Bunlar bazen iki ayrı yüklemle, bazen yan cümleciklerle sağlanır. Cümlenin yapısına geçmeden önce yapıyı belirleyen temel ve yan cümleleri görelim.

Temel Cümle Bir cümlenin yüklemi temel cümledir. Cümlenin bildirmek istediği asıl yargı da bu cümleyle verilir. Diğer ögeler temel cümleyi açıklayan tamamlayıcı ögelerdir. Örneğin; “Bu çiçeği çok sevdim.” cümlesinde “sevdim” yüklemi temel öge, diğer ögeler ise onun tamamlayıcısıdır.

Yan Cümle Tam bir yargı bildirmeyen, temel cümlenin bir ögesi durumunda bulunan ve kendi içinde değişik tamamlayıcı ögeler de alabilen söz öbeğidir. Yan cümleler iki şekilde yapılabilir: Fiilimsilerle ve çekimli fiillerle.

Fiilimsilerle yapılanlar: Cümle içinde temel cümlenin bir ögesi olan ya da bir ögenin tamamlayıcısı olan fiilimsiler yan cümlecik yapar. Örneğin; “Kitap okuyunca kendimi iyi hissediyorum.” cümlesinde “hissediyorum” yüklemdir. “Ne zaman hissediyorum?” sorusuna “Kitap okuyunca” cevabı geliyor. Cümlede zarf tümleci olan bu öge “okuyunca” bağ fiili üzerine kuruludur. Görüldüğü gibi fiilimsi, bir öge durumundadır. Öyleyse zarf tümleci bir yan cümleciktir. “Ödevlerini yapan öğrencilere hediye vereceğim.” cümlesinde ise “vereceğim” yüklemdir. “Kime vereceğim?” sorusuna “Ödevlerini yapan öğrencilere” dolaylı tümleci cevap verir. Cümlede “yapan” sıfat - fiilini görüyoruz. Bu söz “öğrenciler” isminin sıfatı durumundadır. Yani dolaylı tümlecin tamamlayıcı ögesidir. Tamamladığı ögeyle birlikte yan cümle yapmış ve dolaylı tümleç görevini üstlenmiştir.

Çekimli Fiillerle yapılanlar: Fiilin yüklem olabilmesi için çekimli olması gerektiğini söylemiştik. Ancak her çekimli fiil yüklem olmaz, bazen cümlenin tamamlayıcı ögesi olur. İşte bu durumda, yani çekimli bir fiilin bir öge olduğu durumda, bu fiil yan cümlecik olur. Örneğin; “Hava soğursa dışarıya çıkamam.” cümlesinde “çıkamam” yüklemdir; “hava soğursa” zarf tümlecidir. Bu tümleci oluşturan “soğursa” sözcüğü “soğumak” fiilinin geniş zamanının şartıyla çekimlenmiştir. Görüldüğü gibi çekimli bir fiil temel cümlenin ögesi durumundadır ve yan cümlecik oluşturmuştur. Şimdi cümleleri yapılarına göre inceleyerek konuyu daha da pekiştirelim.

1. Basit Cümle 

İçinde yan cümlecik bulunmayan cümlelerdir. Bu cümleler tek bir yargı bildirir. “Bütün öğrencilerimi çok seviyorum.” cümlesi basit bir cümledir. Çünkü “seviyorum” yükleminden başka yargı bildiren öge yoktur. Yan cümlecik kullanılmayan bir cümle basit demektir. “İşe erkenden giderim.” “Bu yarışı mutlaka kazanacağım.” “Bizim sınıf çok başarılıdır.” “Dayımların evi bizimkinden büyük.” cümleleri yapısına göre basit cümlelerdir.

2. Birleşik Cümle 

Tek bir yüklemi olan ve içinde yan cümlecik bulunan cümlelerdir. Yan cümlenin özelliğine ve yükleme bağlanışına göre değişik gruplara ayrılır.

a. Girişik birleşik cümle: Yan cümleciğin fiilimsi olduğu cümlelerdir. “Ülkemizin gelişmesi için çalışıyoruz.” cümlesinde “çalışıyoruz” yüklemdir. Diğer söz öbeği zarf tümlecidir. Bu tümleç içindeki “gelişmesi” isim-fiili yan cümle yapmıştır. Fiilimsi hangi öge içindeyse, görevi o ögeyle özdeştir. Bu cümlede zarf tümleci içinde olduğundan kendisi de zarf tümlecidir. “Sınavı kazanan öğrencileri tebrik ettik.” cümlesinde “tebrik ettik” yüklemdir. “Sınavı kazanan öğrencileri” nesnedir. Nesne içindeki “kazanan” sıfat-fiili yan cümlecik yapmış, yan cümleciğin görevi de nesnedir. “Bu zamana kadar kimse oturarak başarılı olmamıştır.” cümlesinde “başarılı olmamıştır” yüklem, “oturarak” zarf tümlecidir. “Oturarak” zarf - fiil olduğundan yan cümleciktir.

b. Şart (Koşul) cümlesi: Temel cümleye şart koşan bir yan cümlecikten oluşan cümlelerdir. Yan cümle daima -sa, -se şart kipiyle çekimlenir. “Öğretmenlerinizi dinlerseniz başarılı olursunuz.” cümlesinde “başarılı olursunuz” yüklemdir. “Öğretmeninizi dinlerseniz” ögesi ise şart bildiren yan cümleciktir. “Biraz hızlı giderse otobüse yetişir.” cümlesinde “yetişir” yüklemdir, “Biraz hızlı giderse” ögesi ise temel cümleye şart koşan bir yan cümleciktir.

c) “ki’li Bileşik Cümle
Yan cümlenin “ki” bağlacıyla kurulduğu bileşik cüm­le çeşididir.
 O kadar uyumuş ki gözleri şişmiş.
 Anladım ki bu iş bana göre değilmiş.
 Sen, ona öyle bir ders vermelisin ki hayatı boyunca unutmasın.

d) “mi”li Bileşik Cümle
Yan cümlenin “mi” soru edatıyla kurulduğu bileşik cümle çeşididir.
“mi” soru edatı, soru anlamını yitirmiş olarak kullanı­lırsa yan cümle oluşturur.
 Kitapçılara girdi mi saatlerce popüler sanaatçıların eserlerini incelerdi.
 Yaz mevsimi geldi mi insanlar İstanbul’da durmaz.

e) İç İçe Bileşik Cümle
Tam yargı bildiren bir cümlenin, temel cümlenin içi­ne öge olarak girdiği bileşik cümle çeşididir.
Uyarı  Doğrudan anlatım cümlelerinin tamamı iç içe bi-leşik cümledir.
 Atalarımız: “Dereyi görmeden paçayı sıvama.” demiş.
Araçlar, hiçbir zaman amaçların önüne geçme­meli, dedi.

3. Sıralı Cümle

En az iki yüklemi bulunan cümlelerdir. Sıralı cümleler birbirine virgülle bağlanır. Örneğin; “Eve gitti, yatıp uyudu.” cümlesinde “gitti” ve “uyudu” yüklemleri birbirinin ögesi durumunda bulunmayan ayrı yüklemlerdir ve sıralı cümle oluşturmuşlardır. “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.” cümlesinde “baktırır” ve “yaktırır” yüklemleri birbirine virgülle bağlanmıştır. Sıralı cümleler kendi içinde ikiye ayrılır:

a. Bağımlı sıralı cümle: Sıralı cümlelerde yüklemlerin ortak ögesi bulunabilir. Bu tür cümlelere bağımlı sıralı cümle denir. Örneğin; “Görevliler balonları aldılar, çocuklara dağıttılar.” cümlesinde “aldılar” birinci cümlenin yüklemidir. “görevliler” özne, “balonları” nesnedir. İkinci cümlenin yüklemi “dağıttılar” dır. Bu cümlenin de öznesi “görevliler”; nesnesi “balonları”dır. Görüldüğü gibi hem “aldılar” hem “dağıttılar” yüklemlerinin özneleri ve nesneleri ortaktır. Bu nedenle cümle bağımlı sıralı cümledir.

b. Bağımsız sıralı cümle: Sıralı cümlede yüklemlerin hiçbir ortak ögesi yoksa cümle “bağımsız sıralı cümle” adını alır. “Kitap okumayı çok severim, her gün kitap okurum.” cümlesinde “severim” ve “okurum” yüklemlerinin hiçbir ortak ögesinin olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla cümle bağımsız sıralı cümledir.

4. Bağlı Cümle 

Birden fazla yüklemi olan cümlelerdir. Sıralı cümlelerden farkı, yüklemlerin birbirine bağlaçlarla bağlanmasıdır. “İçeri girdi bize selâm verdi.” cümlesi sıralı cümledir. Çünkü yüklemler birbirine virgülle bağlanmıştır. “İçeri girdi ve bize selâm verdi.” cümlesi ise bağlıdır. Çünkü yüklemler birbirine “ve” bağlacı ile bağlanmıştır. “Hem annemi hem babamı özledim.” “Kırları çok seviyorum ama kırlara çıkamıyorum.” “Ne kızı verir ne dünürü küstürür.”
 

NOKTALAMA İŞARETLERİ

 
NOKTALAMA İŞARETLERİ
Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere noktalama işaretleri kullanılır.
Yabancı çocuğa köy kahvesini sordu.
Yabancı, çocuğa köy kahvesini sordu.

Seni kaç kez aradı.
Seni kaç kez aradı?

Oku, baban gibi eşek olma.
Oku baban gibi, eşek olma.

“Virgül Yüzünden Bitkisel Hayat

Lenf hastalığı nedeniyle tedavi gören hastaya 9,5 mg yerine 95 mg ilaç enjekte edildi. Dört çocuk babası üç aydır bitkisel yaşamda. Savcılık soruşturma başlattı.”
BASINDAN

1. Nokta (.)

a) Tamamlanmış cümlelerin sonuna konur.
Örnek: Sınav soruları çok kolaydı.
  Dün hava çok güzeldi.

b) Bazı kısaltmaların sonuna konur.
Örnek: Prof. (Profesör)
            Ar. (Arapça)     Bşçvş. (Başçavuş)

c)Sıra gösteren sayılardan sonra kullanılır.
Örnek: 5. (beşinci)    2. (ikinci)

d) Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur.
Örnek: 1.   a.    B.

e) Tarihlerin yazımında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için kullanılır.
Örnek: 17.01.2007         23.04.1920

f) Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için kullanılır.
Örnek: Vapur 12.45’te hareket edecek.
           Maç 20.30’da başlıyor.

g) Sayı basamaklarının arasına konur.
Örnek: 3.685.719

h) Matematikte çarpı işareti yerine kullanılır.
Örnek: 3 .12 = 36      5x .4=20x

2. Virgül (,)

a) Eşgörevli kelime ve kelime grupları arasına konur.
Örnek: Baharla beraber arılar, böcekler, kuşlar canlanıyor.
            Köhne evler, yıkılmış duvarlar, çamurlu yollar bu kasabayı          size unutturmaz.

b) Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
Örnek: İçeri girdim, her yeri aradım, onu bulamadım.
             Gittim, gördüm, yazdım.

c) Özneyi diğer öğelerden ayırmak için kullanılır.
Örnek: Yusuf, hüzünlü gözlerle bize bakıyordu.
            Babam, bu gece erken gelecek.

d) Cümlede vurgulanması gereken öğelerden sonra kullanılır.
Örnek: Yarın, konuklarımız burada olacak.
            Dışarıda, bazı gazeteciler uzun süre beklemişti.
e) Cümle içinde arasözleri ve aracümleleri ayırmak için kullanılır.
Örnek: Oturanlardan biri, Muhtar Osman, söz istedi
            Öğleden sonra, pek sanmam ya, buraya gelebilir.

f) Hitaplardan sonra kullanılır.
Örnek: Sevgili kardeşim.
            Değerli babacığım,

g) Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerden sonra konur.
Örnek: Artık sizi sevmiyorum, diye bağırdı.
            Hiç de iyi bir yolculuk olmadı, dedi.

h) Cümlede anlam karışıklığı yaratabilecek durumlarda kullanılır.
Örnek: Hasta, adama bir şeyler söyledi.
            Küçük, çam ağacının ardına saklanmıştı.

ı) Sayıların ondalık kısımlarını belirtmek için kullanılır.
Örnek:  24,3      0,5

Not: Yazıda “ve, veya, yahut, ya da” bağlaçlarından önce de sonra da virgül kullanılmaz.

3. Noktalı Virgül (;)

a) Birbirine bağlı olmakla birlikte her biri kendi içinde bağımsız olan cümleler arasına konur.
Örnek: Günlerden beri bekliyoruz; ne gelen var, ne giden.
Öğrenciler dışarı çıkmıştı; kimi top oynuyor, kimi bahçede geziyordu.

b) Cümlede virgülle ayrılmış tür ve grupları ayırmak için kullanılır.
Örnek: Ozan, Yiğit ve Hakan maça; Ayşe, Füsun ve Meltem sinemaya gittiler.
  Meyvelerden elma, portakal ve kirazı; sebzelerden lahana, kabak ve bamyayı sevmez.

c) Önceki cümleye “ancak, fakat, çünkü…” gibi bağlaçlarla bağlanan cümlelerde bu bağlaçlardan önce konur.
Örnek: Hava bulutluydu; ama tek damla yağmur düşmüyordu.
            Sınavı kazandım; çünkü çok iyi çalıştım.

4. İki Nokta (:)

a) Bir cümleden veya sözcükten sonra açıklama yapılacak veya örnekler sıralanacaksa, sözcük veya cümleden sonra konur.
Örnek: Ona yeni bir lakap takmışlardı: Çolak Rüstem.
Ege Bölgesi’nin başlıca ürünleri şunlardır: üzüm, incir, zeytin, tütün…

b) Başkalarından aktarılan sözlerden ya da konuşma çizgisinden önce konur.
Örnek: Ahmet Haşim şöyle der: “Şiir, nesre çevrilmesi mümkün olmayan nazımdır.”
Komiser biraz düşündükten sonra delikanlıya:
─ Hele sen şu işi bir anlat bakalım, dedi.

c) Matematikte bölme işareti yerine kullanılır.
Örnek:   625 : 5 = 25

5. Üç Nokta (…)

a) Herhangi bir nedenle bitmemiş cümlelerin sonuna konur.
Örnek: Bir de istediğimi almamışsa…
             Dışarıda incecik bir kar…

b) Örneklerin devam edebileceğini gösterir.
Örnek: Kimi eylemler bir durum bildirirler: koşmak, uyumak, yürümek…
c) Söz arasında söylenmek istenmeyen sözcüklerin yerine kullanılır.
Örnek: Şu … adamın lafını etmeyin, sinirleniyorum.
            Bu parayı …’dan almış.
6. Sıra Noktalar (……….)

Bir alıntıda atlanmış bölümleri göstermek için kullanılır.
Örnek: “…………Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız………..”    ATATÜRK

Not: Atlanmış bölümler üç noktayla da gösterilebilir.

7. Soru İşareti (?)

a) Soru bildiren cümlelerden sonra kullanılır.
Örnek: Baban iyileşti mi?
            Burada mı kalayım, yoksa oraya mı gideyim?

b) Verilen bir bilginin kesin olmadığını bildirmek için ya da bilinmeyen bilgiler yerine kullanılır.
Örnek: Bir asker şair olan Öksüz Dede’nin 3. Murat döneminde yaşadığı (?) ileri sürülmektedir.
Edirneli Sehi Bey (? – 1548) önemli bir tezkire yazarıdır.

c) Sözcüğün karşıt anlamının ifade edilmek istendiği durumlarda parantez içinde kullanılır.
Örnek: Ondan daha akıllısı (?) var mı ki?

8. Ünlem İşareti (!)

a) Ünlem anlamı taşıyan sözcük ya da cümlelerden, seslenmelerden sonra kullanılır.
Örnek: Kimse kıpırdamasın!
            Kahraman ırkıma bir gül!
            Eyvah!
            Ey Türk gençliği!

b) Şaşma, küçümseme, alay anlamı vermek için parantez içinde kullanılır.
Örnek: Amma da çalışkanmış (!)

9. Kısa Çizgi (-)

a) Satır sonuna sığmayan sözcüklerde kullanılır.
Örnek: ……………......gidi-
  yordum………….

b) Arasöz ve aracümleleri ayırmak için kullanılır:
Örnek: Boy boy ekinler - her yıl olduğu gibi - yapılacak işleri hatırlatıyordu.
Bu kitabı - Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu -  çok sevdim.

c) Başlangıç ve bitiş tarihlerinin, ilgili sözcüklerin, karşıtlıkların arasında kullanılır.
Örnek:    1,Dünya Savaşı 1914 - 1918 yılları arasında yaşandı.
  Beşiktaş - Fenerbahçe maçı bugünmüş.
  Osmanlı - Rus ilişkileri o dönemde düzelmişti.

d) Dilbilgisi incelemelerinde kök ve eklerin arasına veya sonuna, eklerin başına konur.
Örnek: baş-la-n-gıç      -lar, -ler          koş-, yürü-

e) Arapça ve Farsça tamlamalarda kullanılır.
Örnek: Servet-i Fünun,    murg-ı zerrin-per 

10. Uzun Çizgi (−)

a) Karşılıklı konuşmalarda satır başında kullanılır.
Örnek: ─ Borcum ne kadar?
             ─Yirmi beş lira.

11. Eğik Çizgi ( / )

a) Şiirlerden alınan mısralar yan yana yazıldığında mısraların arasında kullanılır.

Örnek: “Gökyüzünde İsa ile / Tur Dağı’nda Musa ile / Elindeki asa  ile / Çağırayım Mevla’m seni.”

b) Adres yazımında kullanılır.

Örnek: Cumhuriyet Mah.  Mutlu Apt. 3 / 7

c) Dilbilgisi incelemelerinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır.
Örnek: -lık / -lik         -cı / -ci / -cu / -cü

12. Tırnak İşareti (“)

a) Bir metnin içinde başkasından aktarılan yazı ya da sözler tırnak içerisinde yazılır.
Örnek:   Öğretmen: “Çok çalışmalısınız.” dedi.
Bir Çin atasözü der ki: “Duvar yapıldıktan sonra duvarcı unutulur.”

b) Cümlede önem verilen ya da özellikle belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır.
Örnek: Bana “iyi”nin, “güzel”in ne olduğunu söyleyebilir misin?

c) Yazı içinde kitap ve eser isimleri tırnak içinde gösterilir.
Örnek:   Yahya Kemal “Ok” şiirini hece ölçüsüyle yazmıştır.
Bu derste “Çalıkuşu” romanını inceledik.

13.Tek Tırnak İşareti (‘)

Bir alıntı içinde başka bir alıntıya yer verilmişse ikinci alıntının başına ve sonuna konulur.
Örnek: “Herkes çevresini eleştiriyor ama kimse düzeltmeye çalışmıyor. ‘Karanlığa küfredeceğine bir mum yak.’ diyen Konfüçyüs haksız mı sizce?”

14. Ayraç (   )

a) Açıklayıcı kelime veya kelimeler ayraç arasına alınır.

Örnek: Şair, kişileştirme (teşhis) sanatını çok seviyor.
Bu nehirler (Fırat ve Dicle) birçok yere hayat veriyor.

b) Sıralamalarda sayı ya da harflerden sonra kullanılabilir.
Örnek: 1)      A)    a)

15. Kesme İşareti ( ‘ )

a) Özel isimlere getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Örnek: Orhan Veli’’den         Fransa’ya

Not: Özel isimlere gelen yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz. Bir özel isme yapım eki geldikten sonra ortaya çıkan kelimeye gelen çekim ekleri de kesme işaretiyle ayrılmaz.
Örnek: Kelkitli, Türkçe, Türkçenin, İzmirliler

b) Rakamlara ve kısaltmalara getirilen ekler kesme işaretiyle ayrılır.
Örnek: 1923’te, 9.30’da, 2’nci, ÖSS’ye, AB’nin

c) Şiirde veya konuşmada bazı seslerin düştüğünü göstermek için kullanılır.
Örnek:   Karac’oğlan der ki gelir yazları.
  N’apalım, elimizden bir şey gelmiyor.

16. Düzeltme İşareti (^)

a) Yazılışları aynı anlamları farklı olan kimi yabancı sözcüklerde kullanılır.

Örnek: adet – âdet     hala – hâlâ      adem – âdem

b) Arapça ya da Farsçadan dilimize girmiş kimi sözcüklerde, k ve g ünsüzlerinden sonra gelen a ve u ünlüleri üzerine konulur.


Örnek: kâğıt, sükûn, rüzgâr, mekân…
 

12. SINIF 3. ÜNİTE ŞİİR TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI (2023-2024)

3. ÜNİTE ŞİİR 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI    (2023-2024) 1. SAF (ÖZ) ŞİİR ANLAYIŞI   SAF (ÖZ) ŞİİRİN O...