6 Ekim 2019 Pazar

FİİL (EYLEM)


 


FİİLLER

Seyredilecek bir şey ve dinlenilecek bir hikâye yoksa, hayat çoğu zaman bir sıkıntıdır. Çocukluğumda bu sıkıntıya karşı ya radyo dinlenirdi ya da pencereden dışarıya, sokağa, gelip geçenlere, karşı apartman dairelerinin içine bakılırdı. O zamanlar, 1958'de Türkiye'de daha televizyon yoktu. Ama "yok" denmez, tıpkı İstanbul sinemalarında gösterilmesi üç-beş yıl alan Hollywood'un efsane filmlerinden söz ederken yapıldığı gibi "daha gelmedi" denirdi iyimserlikle.
Pencereden bakmak öylesine temel bir alışkanlıktı ki, televizyon Türkiye'ye geldiğinde ona pencereden dışarı bakar gibi bakılmaya başlandı. Babam, amcam, babaannem pencereden bakarken yaptıkları gibi, televizyon seyrederken de birbirlerinin yüzüne hiç bakmadan konuşup kavga ederler, tıpkı pencereden dışarı bakarken yaptıkları gibi gördüklerini birbirlerine anlatırlardı.
"Bu gidişle bu kar iyice tutacak." derdi meselâ halam, sabahtan beri atıştıran kara pencereden bakarken.
"Yine o kâğıt helvacı geldi Nişantaşı'nın köşesine!" derdim ben de öteki pencereden tramvay caddesine bakarken.
Pazarları amcamlar, halamlar ve biz aşağı katlardaki dairelerden yukarıya, babaannemin katına çıkar, öğle yemeklerini hep birlikte yerdik. Pencereden bakıp yemeğin sofraya konmasını beklerken, orada annemler, yengemler, amcamların kalabalığı içinde olmaktan öylesine mutlu olurdum ki gözümün önünde, arkamı döndüğüm büyük salon, hazırlanmakta olan uzun yemek sofrasının üzerindeki kristal avizenin soluk lambaları canlanırdı. Babaannemin salonu bütün öteki katlar gibi yarı karanlık olurdu, ama bana bizim katlardan daha da karanlıkmış gibi gelirdi. Hiç açılmayan balkon kapılarının kenarlarından korkutucu gölgelerle sarkan tüller ve perdeler yüzünden belki. Belki de sedef kakmalı paravanalar, eski sandıklar, lenduha masalar, sehpalar, üzeri çerçeveli fotoğraflarla dolu kuyruklu bir koca piyano ve diğer eşyalarla tıkış tıkış doldurulmuş havasız odalar sürekli toz koktuğu için öyle gelirdi bana. (Orhan Pamuk; Pencereden Bakmak)
  
TANIM

Yukarıdaki parçada altı çizili kelimeler, hangi şahsın ne zaman ne yaptığını, yapmakta olduğunu ya da yapacağını göstermektedir.
denirdi, başlandı, tutacak, çıkar...
İşte bu şekilde, varlıkların yaptıkları veya etkilendikleri işleri, hareketleri, oluşları, kılışları, durumları zamana ve kişiye bağlı olarak anlatmada kullanılan kelimelere FİİL denir.
Fiiller dilin temel kelimeleridir.
Fiiller mastarları ile isimlendirilirler. Mastar fiil kök veya gövdesinin “-mEk, -mE, İş” eklerini almış hâlidir. Bu ekler atıldığında geriye sadece fiil kalır. Bu fiiller artık zamana ve şahsa göre çekimlenmeye hazırdır.
Fiil kök ve gövdelerinin, kısaca fiillerin zamana ve şahsa göre yargı bildirecek hâle getirilmesine de fiil çekimi denir.
Geldim, okumuş, yazıyor, düşünmez, biliriz, sormalısın, dinle, konuşalım...
Fiile çekimleri ikiye ayrılır:
Basit (yalın) zamanlı çekimler ve birleşik zamanlı çekimler
Basit çekimlerde sadece zaman ve şahıs ekleri vardır; ama birleşik çekimlerde zaman ekleriyle şahıs ekleri arasına birleşik zaman eki getirilir. Biz şimdilik basit zamanlı çekimleri göreceğiz. Fiil kipleri bittikten sonra birleşik zamanlı çekimleri de öğreneceğiz.
 Her fiilin bir adı vardır. Fakat bu adlar, şahıs ve zaman kavramı taşımazlar. Fiillerin sonuna “-mE, -mEk, -İş” ekleri getirilerek yapılan fiil adları, bu ekler çıkarılarak çekimlenirler.
 Sevme                                   sevdik
Kalkış                          kalktı
Hoşgörmek                 hoşgörelim
  
Fiillerin Cümle İçindeki Görevi
 Çekimli Fiilin Yapısındaki Unsurlar

1. Kök ve Gövde
2. Şahıs Ekleri
3. Ek-fiil, Çekimi ve Görevleri

Filleri ve fiilden türemiş kelimeleri anlam ve yapı bakımından inceleyelim:

A. FİİLDE HAREKET

Fiilde hareket, fiilin temel anlamını ifade eder.
Fiiller taşıdıkları temel anlamlara göre türlere ayrılırlar:
Fiilin temel anlamı harekettir. Hareketin anlam yönünden üç yönü vardır.

1. İş ve Kılış Fiilleri

Öznenin iradesiyle, bir nesne üzerinde gerçekleşen, öznenin nesneyi etkilediğini ve o nesnenin de etkilendiğini gösteren fiillerdir.
Bu fiiller geçişlidir, yani nesne alarak kullanılırlar.
Zaten bu bakımdan iş ve kılış bildirirler.

Taşımak, yazmak, açmak, anlatmak, görmek, bilmek, silmek...

2. Durum Fiilleri

Öznenin süreklilik gösteren bir durumunu anlatan fiillerdir.
Bu fiillerin bitmeleri için başka herhangi bir fiilin başlaması gerekir.
Durum fiillerinde özne durağan hâldedir.
Birçoğu, öznenin iradesi dışında gerçekleşir.
Bunlar genellikle geçişsizdir, yani çoğunlukla nesne almazlar.

Uyumak, uyanmak, ölmek, susmak, oturmak, yatmak, uzanmak...

3. Oluş Fiilleri

Bunlar da bir nitelik değişikliği, yani bir durumdan başka bir duruma geçildiğini veya geçilmekte olduğunu bildirirler.
Gerçekleşmelerinde öznenin doğrudan etkisi yoktur.
Daha çok “kendiliğinden olma” söz konusudur.
Geçişsizdirler.

Solmak, büyümek, bayatlamak, yeşermek, uzamak...

B. FİİLDE ZAMAN

Fiiller bir yargıyı iletirken hareketin, oluşun, kılışın, durumun, işin gerçekleştiği ya da gerçekleşeceği zamanı da belirtirler.
Zaman, bu yüzden fiil çekiminde; yapıldığını, yapılmakta olduğunu veya yapılacağını vb. haber veren soyut kavramdır.

Dilimizde üç temel zaman vardır:

1. Şimdiki Zaman

İçinde bulunulan zamandır.
Fiilin, içinde bulunulan zamanda gerçekleştiğini ya da gerçekleştirildiğini anlatır.

2. Geçmiş Zaman

Fiilin, içinde bulunulan zamandan önce gerçekleştiğini bildirir. Bilinen ve öğrenilen olmak üzere ikiye ayrılır.

a. Bilinen Geçmiş Zaman

Öznenin bizzat gördüğü veya yaşadığı fiilleri bildirir.

b. Öğrenilen Geçmiş Zaman

Öznenin görmediği, yaşamadığı, ancak başkasından duyarak anlattığı fiilleri bildirir.

3. Gelecek Zaman

Fiilin, içinde yaşanılan zamandan sonra gerçekleşeceğini, şimdilik tasarı hâlinde olduğunu bildirir.

Bu “zaman”lara basit ya da ana zaman denir.
Bu ana zamanların dışında bir de geniş zaman vardır ki bu, fiilin her zaman yapıldığını bildirdiği için yukarıdaki bütün zamanları kapsar, başka bir ifadeyle yukarıdaki zamanların tümü geniş zamanı oluşturur.
Böylece “zaman” sayısı beşe yükselmiş olur.

Bu “zaman”ları çekimli fiillerde zaman (haber kipi) ekleri temsil eder. Bu eklerin üzerine tekrar bazı haber veya dilek kip ekleri getirilerek birleşik zamanlar oluşturulur.


C. FİİLDE KİŞİ

Fiildeki hareketi gerçekleştiren ya da o hareketin içinde bulunan varlığa fiildeki kişi denir.
Kişileri, çekimlenmiş, yani şahsa ve zamana bağlı olarak bir yargı bildiren fiillerin sonundaki ekler temsil eder.
Bu ekler, fiillere, zaman ve dilek kip eklerinden sonra gelir.
Yani önce fiillin zaman veya tasarı ifade eden bir çekimi yapılır, sonra onun hangi şahsa bağlı olduğunun belirtilmesi için şahıs ekleri getirilir.
Bu, Türkçenin sondan eklemeli bir dil oluşunun göstergesidir.

Fiillerde üç “kişi” vardır:

Birinci kişi(ler)            anlatan, söyleyen, haber veren, konuşan, isteyen, soran(lar)...
İkinci kişi(ler)  dinleyen, emir alan(lar)
Üçüncü kişi(ler)          kendisinden bahsedilenler(ler)

Aşağıdaki tabloda kişi eklerinin fiillere ne şekilde ekleneceği gösterilmiştir:



Bilinen geçmiş zaman ve şart kipi için
Öğrenilen geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gereklilik kipi için
İstek kipi için
Emir Kipi için

1. tekil kişi
-m
-im
-im
--
2. tekil kişi
-n
-sin
-sin
--
3. tekil kişi
--
--
--
-sin
1. çoğul kişi
-k
-iz
-lim
--
2. çoğul kişi
-niz
-siniz
-siniz
-in(iz)
3. çoğul kişi
-ler
-ler
-ler
-sinler


Yukarıdaki tabloya dikkat edilecek olursa bazı şahıs eklerinin birkaç şekilde kullanılabildiği görülecektir. Bunlar fiil çekim örneklerinde daha anlaşılır bir şekilde incelenecektir. 

Not: Bu şahıs ekleri tek tek öğrenilmez. Çekimli filler eklerine ayrılırken kendiliğinden ortaya çıkarlar.


D. FİİLDE KİP

Fiiller, zaman ve anlam özelliklerine göre türlü ekler alarak değişik biçimlerde kullanılırlar. Bu kullanılış biçimlerinin her birine kip denir. Kip, fiillerin zaman, şahıs, tekillik ve çoğulluk bildiren şekilleridir. Bunların yanında olumsuzluk ve soru biçimleri de vardır, ama bu ikisi zaten var olan kiplerin olumlu, olumsuz, olumlu soru ve olumsuz soru şeklinde kullanımlarıdır, o kadar.

Fiiller kip yönünden ikiye ayrılır:

Haber (bildirme) kipleri ve istek kipleri


I. BASİT ZAMANLI ÇEKİMLER

Fiillerin basit zamanlı çekimleri sadece bir tek kip eki içerir.

Yapılışı şöyledir: fiil + kip eki + şahıs eki (gel-di-k vb.)

Kipler, kip ekleri ve çekim örnekleri aşağıda verilmiştir:

1. Haber (Bildirme) Kipleri

Zaman kavramı taşıyan kiplerdir, yani zaman ekleriyle yapılırlar. Taşıdıkları bu zaman eklerine göre beşe ayrılır:

a. Bilinen (di’li) Geçmiş Zaman Kipi

Fiile (kök veya gövde) “–di” eki getirilerek yapılır.
Bu ek bilinen geçmiş zaman ifade eder.

]Uzak ya da yakın geçmişte yapılan ve tamamlanan işleri kesinliğe bağlayarak anlatır.

Araştırmalarını geçen yıl kitaplaştırarak yayımladı.
Saat kaçta ve nerede buluşacağımızı şimdi hatırladım.
Konular ayrıntılarıyla görüşüldü

]Kişi, kişiler ya da tarih tarafından bilinen olaylar anlatılır.

1908’de ikinci Meşrutiyet ilân edildi.
Türklere Anadolu’nun kapılarını Alparslan açtı.

Çekimi:

Olumlu:
Gel-di-m, Gel-di-n, Gel-di,
Gel-di-k, Gel-di-niz, Gel-di-ler

Olumsuz:
Gel-me-di-m, Gel-me-di-n, Gel-me-di,
Gel-me-di-k, Gel-me-di-niz, Gel-me-di-ler

Olumlu soru:
Gel-di-m mi?, Gel-di-n mi?, Gel-di mi?,
Gel-di-k mi?, Gel-di-niz mi?, Gel-di-ler mi?

Olumsuz soru:
Gel-me-di-m mi?, Gel-me-di-n mi?, Gel-me-di mi?,
Gel-me-di-k mi?, Gel-me-di-niz mi?, Gel-me-di-ler mi?

b. Öğrenilen (miş’li) Geçmiş Zaman

Fiile “-mİş” eki getirilerek yapılır.

]Bu ek ve bu çekim, yapılan işin görülmediğini, duyulduğunu, öğrenildiğini ifade eder.

Depremzedelere gönderilen yardımları engellemişler.
Atalarımız bizlere güvenmiş de bu vatanı emanet etmişler.
Annemin anlattığına göre ben bir yaşında yürümeye başlamışım.

]Farkında olunmayan ya da sonradan fark edilen fiilleri anlatır:

Okula giderken otobüste uyumuşum.
Bir de baktım ki okul durağını geçmişiz.

]Bir işle, oluşla ilgili kişisel görüş bildirir:

Yemek güzel olmuş; ellerin dert görmesin.

]Masallarda kullanılır:

Bir varmış, bir yokmuş. Az gitmiş uz gitmiş.

Çekimi:

Olumlu
Gel-miş-im     
Gel-miş-sin    
Gel-miş
Gel-miş-iz      
Gel-miş-siniz  
Gel-miş-ler

Olumsuz
Gel-me-miş-im          
Gel-me-miş-sin          
Gel-me-miş
Gel-me-miş-iz
Gel-me-miş-siniz       
Gel-me-miş-ler

Olumlu soru
Gel-miş miyim?         
Gel-miş misin?          
Gel-miş mi?
Gel-miş miyiz?           
Gel-miş misiniz?        
Gel-miş-ler mi?

Olumsuz soru
Gel-me-miş miyim?  
Gel-me-miş misin?    
Gel-me-miş mi?
Gel-me-miş miyiz?
Gel-me-miş misiniz? 
Gel-me-miş-ler mi?



c. Şimdiki Zaman

Fiile “-(İ)-yor” eki getirilerek yapılır. Ünsüzle biten fiile “İ” yardımcı ünlüsüyle birlikte; ünlüyle bitenlere tek başına getirilir:

Oku-yor                      gel-i-yor

]Belirtilen işin, oluşun vb. içinde bulunulan zamanda yapılmakta olduğunu ifade eder.

Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

]Bu çekimden sonra “-dir” bildirme eki kullanılırsa olasılık anlamı katılmış olur:

O şimdi mışıl mışıl uyuyordur.

]Bu ekin yerini “-mek-te” ekleri alabilir:

Gördüğün gibi dinleniyoruz  dinlenmekteyiz.

Çekimi:



Olumlu
Gel-i-yor-um
Gel-i-yor-sun
Gel-i-yor
Gel-i-yor-uz
Gel-i-yor-sunuz
Gel-i-yor-lar

Olumsuz
Gel-mi-yor-um
Gel-mi-yor-sun
Gel-mi-yor
Gel-mi-yor-uz
Gel-mi-yor-sunuz
Gel-mi-yor-lar

Olumlu soru
Gel-i-yor muyum?
Gel-i-yor musun?
Gel-i-yor mu?
Gel-i-yor muyuz?
Gel-i-yor musunuz?
Gel-i-yor-lar mı?

Olumsuz soru
Gel-mi-yor muyum?
Gel-mi-yor musun?
Gel-mi-yor mu?
Gel-mi-yor muyuz?
Gel-mi-yor musunuz?
Gel-mi-yor-lar mı?



d. Gelecek Zaman

Fiile “-EcEk” eki getirilerek yapılır.
]İşin gelecekte yapılacağını bildirir.

Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.

Önümden çekilirsen İstanbul görünecek
Nerede olduğumu bileceğim
Sisler utanacak, eğilecek
Ağzının ucundan öpeceğim
Saçına kalbimi takacağım
Avcunda bir şiir büyüyecek
Nerede olduğumu bileceğim (Atilla İlhan; Rüzgâr Gülü)

]“-dir” bildirme ekiyle birlikte kullanıldığında kesinlik anlamı katar.

Yarınki maç saat 14:00’te yapılacaktır.

Çekimi:



Gel-eceğ-im
Gel-ecek-sin
Gel-ecek
Gel-eceğ-iz
Gel-ecek-siniz
Gel-ecek-ler

Gel-me-y-eceğ-im
Gel-me-y-ecek-sin
Gel-me-y-ecek
Gel-me-y-eceğ-iz
Gel-me-y-ecek-siniz
Gel-me-y-ecek-ler

Gel-ecek miyim?
Gel-ecek misin?
Gel-ecek mi?
Gel-ecek miyiz?
Gel-ecek misiniz?
Gel-ecek-ler mi?

Gel-me-y-ecek miyim?
Gel-me-y-ecek misin?
Gel-me-y-ecek mi?
Gel-me-y-ecek miyiz?
Gel-me-y-ecek misiniz?
Gel-me-y-ecek-ler mi?





e. Geniş Zaman

Fiil kök veya gövdesine “-°r” eki getirilerek söz konusu olan işin vb. geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanların tümüne ait olduğunun, yani her zaman tekrarlandığı bildirir.

Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Geniş zamanın olumsuz çekiminde bu ekin kullanımı biraz izah gerektirir. Bazı şahıslarda olumsuzluk ekinden sonra geniş zaman eki gelmezken bazılarında da “z” olarak kullanılır:

Gel-i-r-im                   gel-me-m                   ek yok
Gel-i-r-sin                   gel-me-z-sin               z
Gel-i-r                         gel-me-z                     z
Gel-i-r-iz                     gel-me-y-iz                 ek yok
Gel-i-r-siniz                 gel-me-z-siniz             z
Gel-i-r-ler                   gel-me-z-ler               z

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Çekimi:



Gel-i-r-im
Gel-i-r-sin
Gel-i-r
Gel-i-r-iz
Gel-i-r-siniz
Gel-i-r-ler

Gel-me-m
Gel-me-z-sin
Gel-me-z
Gel-me-y-iz
Gel-me-z-siniz
Gel-me-z-ler

Gel-i-r miyim?
Gel-i-r misin?
Gel-i-r mi?
Gel-i-r miyiz?
Gel-i-r misiniz?
Gel-i-r-ler mi?

Gel-me-z miyim?
Gel-me-z misin?
Gel-me-z mi?
Gel-me-z miyiz?
Gel-me-z misiniz?
Gel-me-z-ler mi?




2. DİLEK KİPLERİ

Dilek kipleri, fiillere dilek anlamı katan kiplerdir.
Fiilin zamanını bildirmezler.
Ama hepsinde de pek belirgin olmayan bir gelecek zaman anlamı vardır.

Dilek kipleri dörde ayrılır:

a. Gereklilik Kipi

Fiile “-mElİ eki getirilerek yapılır.
Belirtilen işin yapılması gerektiğini bildirir.
“lâzım, gerek, icap eder” anlamlarını verir.

Bütün bunların üstüne
Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim
Vatanım milletim tüm insanlar kardeşlerim
Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli
Adın kurtuluştur ama söylememeliyim
Can kuşum umudum canım sevgilim.

Çekimi



Gel-meli-y-im
Gel-meli-sin
Gel-meli
Gel-meli-y-iz
Gel-meli-siniz
Gel-meli-ler

Gel-me-meli-y-im
Gel-me-meli-sin
Gel-me-meli
Gel-me-meli-y-iz
Gel-me-meli-siniz
Gel-me-meli-ler

Gel-meli mi-y-im?
Gel-meli misin?
Gel-meli- mi?
Gel-meli mi-y-iz ?
Gel-meli mi-siniz?
Gel-meli-ler mi?

Gel-me-meli mi-y-im?
Gel-me-meli misin?
Gel-me-meli- mi?
Gel-me-meli mi-y-iz ?
Gel-me-meli mi-siniz?
Gel-me-meli-ler mi?



b. İstek Kipi

Fiile “-E” eki getirilerek yapılır.
Fiilin yapılmasının istendiğini bildirir.

Bende yok sabr ü sükûn sende vefadan zerre
İki yoktan ne çıkar fikr idelim bir kerre

Güneş ufuktan şimdi doğar 
Yürüyelim arkadaşlar 

Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim!

Hep senünçündür benim dünyâ cefasın çektiğim
Yoksa ömrüm varı sensiz neyleyim dünyâyı ben

(Ünlüyle biten fillerin 1. tekil şahıs çekiminde heceden tasarruf edilebilmektedir:

Gelmeyeyim  gelmeyim
Okumayayım  okumayım
Neyleyeyim  neyleyim

(Beddua amaçlı da kullanılabilir.

Kurşunlara gelesin.

Çekimi



Gel-e-y-im
Gel-e-sin
Gel-e
Gel-e-lim
Gel-e-siniz
Gel-e-ler

Gel-me-y-e-y-im
Gel-me-y-e-sin
Gel-me-y-e
Gel-me-y-e-lim
Gel-me-y-e-siniz
Gel-me-y-e-ler

Gel-e-y-im mi?
--
--
Gel-e-lim mi?
--
--

Gel-me-e-y-e-yim mi?
 --
 --
Gel-me-e-ye-lim mi?
--
--



c. Dilek-Şart Kipi

Fiile “-sE” eki getirilerek yapılır.
Fiilin yapılması dileğini bildirir. Bu durumda bu eki alan fiil yüklemdir.

"Bu, taşındır" diyerek Kâbe'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsam oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

AÇSAM RÜZGARA
Orhan Veli
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Mavilerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgâra yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz deniz
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi.
Bir limanda, büyük ve beyaz...
Mercan adalarda bir liman..
Beyaz bulutların ardından
Gelse altın ışıklı bir yaz.
Doldursa içimi orada
Baygın kokusu iğdelerin.
Bilmese tadını kederin
Bu her âlemden uzak ada.
Konsa rüya dolu köşkümün
Çiçekli dalına serçeler.
Renklerle çözülse geceler,
Nar bahçelerinde geçse gün.
Her gün aheste mavnaların
Görsem açıktan geçişini
Ve her akşam dizilişini
Ufukta mermer adaların.
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş,
İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş.
Versem kendimi bütün bütün
Bir yelkenli olup engine;
Kansam bir an güzelliğine
Kuşlar gibi serseri ömrün.

Bir fiilin gerçekleşmesi koşulunu bildirir. Bu durumda bu eki alan fiil yan cümlenin yüklemidir.

Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur

Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm  (İlhan Berk)

Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı
Bahtına lânet olsun aşmadıysan bu dağı

Çekimi:



Gel-se-m
Gel-se-n
Gel-se
Gel-se-k
Gel-se-niz
Gel-se-ler

Gel-me-se-m
Gel-me-se-n
Gel-me-se
Gel-me-se-k
Gel-me-se-niz
Gel-me-se-ler

Gel-se-m mi?
Gel-se-n mi?
Gel-se mi?
Gel-se-k mi?
Gel-se-niz mi?
Gel-se-ler mi?

Gel-me-se-m mi?
Gel-me-se-n mi?
Gel-me-se mi?
Gel-me-se-k mi?
Gel-me-se-niz mi?
Gel-me-se-ler mi?

d. Emir Kipi

Eki yoktur.
1. şahısların çekimi yoktur.
Fiilin yapılmasını emir biçiminde bildirir.

Oraya otur ve yerinden kalkma.
Bu raporu akşama kadar yetiştir.

Bazen dilek, istek anlamları da taşır.

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül...

Her şey gönlünüzce olsun.
Allah’ım bizi affet!
Peki, öyle olsun.

Çekimi

--
Gel
Gel-sin
--
Gel-in(iz)
Gel-sin-ler

--
Gel-me
Gel-me-sin
--
Gel-me-y-(in)iz
Gel-me-sin-ler

--
--
Gel-sin mi?
--
--
Gel-sin-ler mi?

--
--
Gel-me-sin mi?
--
--
Gel-me-sin-ler mi?

Buraya kadar fiillerin basit zamanlı (tek kipe göre) çekimlerini yaptık fiillerin bir de birleşik zamanlı çekimleri vardır ki bundan önce birleşik zamanlı çekimleri yapmaya yarayan ek-fiili öğrenmek yerinde olacaktır.


II. Ek-Fiil ve BİRLEŞİK ZAMANLI ÇEKİMLER


Ek-Fiil

İsim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını ve basit zamanlı fiil çekimlerinin birleşik zamanlı çekimlerini yapmayı sağlayan fiildir.

“imek” fiilinin ek olarak kullanımıdır.
Genellikle bitişik yazılır.

Burada birleşik zamanlı çekim yapma görevinden bahsedeceğiz.

Fiillerin hikâye, rivayet, şart birleşik zamanlı çekimlerini yapmayı sağlar.

“di”li geçmiş zamanın hikâyesi, şartı:
geldi idim geldiydim 
geldi isek geldiysek

-miş’li geçmiş zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı:
gelmiş idi gelmişti     
gelmiş imiş gelmişmiş          
gelmiş ise gelmişse

şimdiki zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı:
biliyor idik biliyorduk
biliyor imişiz biliyormuşuz
biliyor isek biliyorsak

gelecek zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı:
alacak idik alacaktık
alacak imiş alacakmış
alacak isen alacaksan

geniş zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı:
sever idi severdi
sever imişler severmişler
sever iseler severlerse

dilek-şart kipinin hikâyesi, rivayeti:
gitse idim gitseydim
gitse imiş gitseymiş

istek kipinin hikâyesi, rivayeti:
bula idi bulaydı
ala imiş alaymış

gereklilik kipinin hikâyesi, rivayeti ve şartı:
yazmalı idik yazmalıydık
çizmeli imişiz çizmeliymişiz
sürmeli iseler sürmeliyseler veya sürmelilerse

Dikkat

Ben iyi bir okurum.                            Ek-fiilin geniş zamanı
Hep iyi kitaplar okurum.                    Şahıs eki
Benim okurum anlayışlıdır.               İlgi eki ve iyelik eki
Öğrenciydi                                         ek-fiil çekimi
Uyuyordu                                           birleşik çekim
Öğrenciymiş                                      ek-fiil
Uyuyormuş                                         birleşik zaman
Öğrenciyse                                         ek-fiil
Uyuyorsa                                            birleşik zaman


BİRLEŞİK ZAMANLI ÇEKİMLER

Fiillerin basit zamanlı çekimleri sadece bir tek kip eki içerir. Hâlbuki dilimizde iki kip eki üst üste gelebilir.
İşte çekimi iki kip ekiyle yapılmış olan bu fiillere birleşik zamanlı fiiller; çekimlerine de birleşik zamanlı çekimler denir.
Birleşik zamanlı çekimlerde sonradan eklenen haber veya dilek ki ekleri asıl zamanı kendi üzerlerine alırlar.

Yapılışı şöyledir:

Basit zamanlı çekimlerde, fiil + kip eki + şahıs eki (gel-di-k vb.);
birleşik zamanlı çekimlerde fiil + kip eki +  birleşik zaman eki + şahıs eki (gel-miş-ti-niz vb.) olur
Üçüncü çoğul şahıslarda genellikle fiil + kip eki + şahıs eki + birleşik zaman eki (gel-i-yor-lar-dı vb.) olur

Üç birleşik zaman vardır:

Hikâye birleşik zamanı                      “-Dİ” ekiyle yapılır                 ←idi
Rivayet birleşik zamanı                     “-mİş” ekiyle yapılır               ←imiş
Şart birleşik zamanı               “-sE” ekiyle yapılır                 ←ise

Aslında bu ekler ek-fiilin üç zamana göre çekimlenmesinden başka bir şey değildir.
“idi, imiş, ise”, basit zamanlı çekimleri yaparken kullandığımız bilinen ve öğrenilen geçmiş zamanla şarta ait eklerin “imek” fiiline eklenmesiyle oluşmuştur. Daha sonra “i” düşer.

Bu birleşik zamanları oluşturan eklerin hangi asıl (basit) zamanlı çekimlere gelebileceği aşağıda gösterilmiştir:

1. Hikâye birleşik zamanı

Emir çekimi hariç bütün basit zamanlı çekimlerin hikâye birleşik zamanlı çekimleri vardır.
gel-di-y-di-m; gel-miş-ti-m; gel-i-yor-du-m; gel-i-r-di-m; gel-ecek-ti-m;
gel-se-y-di-m; gel-e-y-di-m; gel-meli-y-di-m; ---------

Bu birleşik çekim, basit zamanla belirtilen işin bilinen geçmiş zamana ait olduğunu gösterir.

Tek kip ekiyle çekimlenmiş fiillerin sonuna “idi” ek-fiili getirilerek yapılır. “idi” ek-fiili de genellikle bitişik yazıldığı için “i” düşer ve “-dİ” hâlini alır.

2. Rivayet birleşik zamanı     

Emir ve bilinen geçmiş zaman çekimleri hariç diğer basit zamanlı çekimlerin rivayet birleşik zamanlı çekimleri vardır.

----; gel-miş-miş-sin; gel-i-yor-muş-sun; gel-i-r-miş-sin; gel-ecek-miş-sin;
gel-se-y-miş-sin; gel-e-y-miş-sin; gel-meli-y-miş-sin;-------

Bu birleşik çekim, basit zamanla belirtilen işin öğrenilen geçmiş zamana ait olduğunu gösterir. Bu fiillerde kesinlik yoktur.

Tek kip ekiyle çekimlenmiş fiillerin sonuna “imiş” ek-fiili getirilerek yapılır. “imiş” ek-fiili de genellikle bitişik yazıldığı için “i” düşer ve “-mİş” hâlini alır.

3. Şart birleşik zamanı          

Emir, dilek-şart ve istek çekimleri hariç diğer basit zamanlı çekimlerin şart birleşik zamanlı çekimleri vardır.

gel-di-y-se; gel-miş-se; gel-i-yor-sa; gel-i-r-se; gel-ecek-se;
----- ; ---- ; gel-meli-y-se; ------

Bu birleşik çekim, basit zamanla belirtilen işin bilinen şarta bağlı olduğunu gösterir. Fiili bir başka fiilin koşulu yapar.

Tek kip ekiyle çekimlenmiş fiillerin sonuna “ise” ek-fiili getirilerek yapılır. “ise” ek-fiili de genellikle bitişik yazıldığı için “i” düşer ve “-sE” hâlini alır.


E. FİİL KİPLERİNDE ANLAM KAYMASI

Fiil çekimlerinde bir zaman ekinin başka bir zaman eki yerine kullanılmasına, yani fiilin bir zamana göre çekimlenip de başka bir zamanı kastetmesine fiilde anlam kayması denir.

Anlam kaymasında hangi kipin hangisinin yerine kullanıldığı bazen anlaşılmayabilir. Bunu da önceki ve sonraki cümlelere bakarak anlamalıyız.

Anlam kayması şu kipler arasında olur:

]Bilinen geçmiş zaman yerine geniş zaman:
Başarmak için azimli davranır ve sonunda başarır. (davrandı/başardı)

]Öğrenilen geçmiş zaman yerine geniş zaman
Hoca bir gün pazara  iner. (inmiş)

]Şimdiki zaman yerine geniş zaman
Ben onun ne istediğini bilirim. (biliyorum)
Başkan Bey, evrakı isterler.   (istiyor)

]Gelecek zaman yerine geniş zaman
Babam bu habere çok sevinir.           Sevinecek

]Emir yerine geniş zaman:
Sabah erkenden kalkar, çantanı hazırlarsın. (kalk, hazırla)

]Bilinen geçmiş zaman yerine şimdiki zaman:
Duyar duymaz olay yerine koşuyorum. (koştum)

]Gelecek zaman yerine şimdiki zaman:
Birkaç gün sonra Ankara’ya gidiyorum. (gideceğim)

]Geniş zaman yerine şimdiki zaman:
Her zaman buraya uğruyor. (uğrar)

]Emir yerine gelecek zaman:
Bu kitabı bir haftada okuyacaksın!  (oku)

]Gereklilik yerine gelecek zaman:
Sıkıntın çalışmandan olacak.  (olmalı)

]Bilinen geçmiş yerine istek
Dışarı çıkınca bir de ne göreyim!
Onu karşımda görmeyeyim mi!

]Emir yerine istek:
İşimize gereken ciddiyeti gösterelim.  (gösterin)

]Emir yerine gereklilik
Yarın daha erken gelmelisin.            Gel!
On dakika içinde bu eşyalar taşınmalı.         Taşınsın!

]İstek yerine emir
Her şey gönlünce olsun
Allah yardımcınız olsun.

]Yetersizlik, gücü yetmeme yerine emir
Bu adamdan kurtul, kurtulabilirsen.
İşin içinden çık çıkabilirsen.

]Şimdiki zaman yerine miş’li geçmiş zamanın hikâyesi:
Buyurun, ne aramıştınız?       (arıyorsunuz)

F. FİİLDE ÇATI

Fiillerin özne ve nesneye bağlı olarak kazandığı anlama ve girdiği biçime çatı denir.
Çatı, sadece fiil cümlelerinde aranan bir özelliktir. İsim cümlelerinde hâliyle olmaz.

Fiiller, özne ve nesne alıp almamalarına; belirtilen işin nasıl yapıldığına; işten nesnenin ve öznenin nasıl etkilendiğine göre çatılar ayrılırlar.

Fiil çatılarının oluşmasında hem fiilin anlamı hem de aldığı yapım eki önemlidir.

Çatılarına göre fiiller şunlardır:

1. Öznelerine Göre Fiil Çatıları

Bu başlık altındaki fiillerde özne ve fiil arasındaki ilişki göz önüne alınır.
Öznenin fiille şu ilişkileri olabilir:

]Özene fiilde anlatılan işi kendisi yapabilir.
]Başkasının yaptığı işten etkilenebilir.
]İşi kendisi yapıp yine ondan kendisi etkilenebilir.
]İşi başkalarıyla birlikte ya da karşılıklı yapabilir.


a. Etken Fiil

Etken fiilin belirttiği işi, oluşu, hareketi, durumu ve kılışı yapan öznenin kendisidir.
Özne gerçek öznedir.
Dilimizde tüm fiiller kök hâlinde iken etkendir.
Bu fiiller geçişli de olabilir geçişsiz de.

Yaşlı nine, çocuktan kendisini karşı tarafa geçirmesini istedi.
Çocuk da öğrenciliğin verdiği bir bilinçle seve seve ona yardım etti.

b. Edilgen Fiil

Gerçek öznesi söylenmeyen (ve bilinmeyen) fiillerdir.

Cam kırıldı                  kimin kırdığı belli değil
Bir bildiri okundu.      Okuyan belli değil
Ev satıldı.

Fiile “-ol, -on” ekleri getirilerek yapılır.

Kapı açıldı
Araba yıkandı.

Bu tür fiillerin öznesi sözde öznedir. Yüklemde bildirilen işten etkilenen varlık cümlede özne gibi kullanılır, ama asıl özne söylenmemiştir.Kapı ve araba açma ve yıkama fiillerini yapan değil, bu fiillerden etkilenen varlıklardır.

Bazı cümlelerde işi yapan “tarafından” sözüyle ya da “-cE” ekiyle belirtilebilir.

Hırsızlar polis tarafından yakalanamadı.
Bu kararlar milletçe verilmedi.

Sözde ya da gerçek öznesi olmayan edilgen ve geçişsiz fiiller de vardır:

Bu sıcakta uyunmaz.
Bu söze gülünür.
Yarın pikniğe gidilecek.
Burada kalınacak.


c. Dönüşlü Fiil

Öznenin işi yaparken aynı zamanda o işten etkilendiğini gösteren fiillerdir. Yani fiili yan da ondan etkilenen de öznedir.
Özne gerçek öznedir.
Nesne yoktur.

Fiile “-ol, -on” ekleri getirilerek yapılır.

Kızlar süslendi; delikanlılar güzelce giyindi.
Adam hep kendisiyle övünüyor.

Bu fiiller nesne alamazlar; geçişsizdirler.

Tabiat olayları ile ilgili dönüşlü fiillerde “yapma” anlamı yerine “kendi kendine olma” anlamı vardır.

Karlar tepelere doğru çekildi.
Sıcaklardan dolayı gölün suyu çekildi.
Öğleye doğru hava açıldı.
Havalar ısınınca buzlar çözüldü.

Bazı fiillerin edilgen şekilleriyle dönüşlü şekilleri farklı ekle yapılır:

Sevmek                       sevinmek                    sevilmek
Dövmek                      dövünmek                   dövülmek
Giymek                       giyinmek                     giyilmek
Görmek                      görünmek                   görülmek

İsme getirilen “–len” ekiyle fiile getirilen “-İş” ve “-leş” eki de  dönüşlülük anlamı katabilir:

O gün pek içlendim.
Trafik polisini görünce adam tutuştu.
Birazdan sakinleşir.

Not: Edilgen fiille dönüşlü fiil karıştırılabilir:

Özgür konferansta oldukça sıkıldı.    dönüşlü
Sabaha kadar kurşun sıkıldı.              edilgen

 d. İşteş Fiil

Fiilde bildirilen işin birden fazla kişi tarafından yapıldığını; işi beraber ya da karşılıklı yaptıklarını bildiren fiillerdir.
“-oş” ekiyle yapılır.

Dövüşmek, uçuşmak, gülüşmek, görüşmek...

Ya “birlikte” ya da “karşılıklı” anlamı katar.

Kuşlar uçuştu              birlikte
Çocuklar gülüştü.        birlikte
Öğrenciler kaçıştı.      birlikte

Arada bir yazışırız.                 karşılıklı
Onunla Ankara’da tanıştık.    karşılıklı

Bazı filler “ş” sesini yapılarında barındırır ve işteşlik ifade ederler. Bunlara anlamca işteş fiiller de denebilir.

Yarışmak, savaşmak, üleşmek, güreşmek, barışmak, konuşmak...

Bazı işteş fiiller bir surumdan başka bir duruma geçmeyi ifade ederler. Bunlarda işteşlik anlamı zayıftır.

Buharlaşmak, güzelleşmek, ağırlaşmak, sertleşmek, sakinleşmek...

Durum, gün geçtikçe kötüleşiyor.
Hasta, biraz daha iyileşti.
Güneşte fazla kaldığından iyice esmerleşti.
Rengi giderek koyulaşıyor.

Not: Yapısında “ş” sesi bulunduran bütün fiiller işteş değildir. Bunlara dönüşlü de denebilir.

Dostluğumuz günden güne gelişiyordu.
Sonunda öfkesi yatıştı.
Daracık bir yere sıkıştı.
Boyunda büyük işlere girişti.
Fırtınadan sonra deniz yatıştı.
Otobüs kalkmak üzereyken yetişti.
Evinden uzakta kalmaya alıştı.

Bazı fiiller “-lE-ş” şeklinde iki ek alarak, bazıları da “-lEş” şeklinde tek ekle işteş yapılırlar.

Kucak-la-ş-,     selâm-la-ş-;
Toka-laş,         bayram-laş...

Çoğu nesne alamaz; ama bazı işteş fiiller nesne alabilirler.

Kazandıkları parayı paylaştılar.


2. Nesnelerine Göre Fiil Çatıları

Fiillerin nesne alıp almadıkları, alıyorlarsa hangi özellikleri taşıdığı göz önünde tutulur.

a. Geçişli Fiil

Belirtili ya da belirtisiz nesne alabilen fiillerdir.
Bu fiillere “ne?, neyi?, kimi?” soruları sorulduğunda belirtili ya da belirtisiz nesne bulunur.
İş, kılış fiilleri geçişlidir.

Titizlikle elindeki yazıları inceliyordu.
Son gelişinde Ankara’yı da dolaşmıştı.

Cümlede nesne kullanılmamış olsa da bu fiiller geçişlidir.

Dikkatli bakmayınca fark edemezsiniz.

b. Geçişsiz Fiil

Nesne alamayan fiillerdir.
Oluş ve durum fiilleri geçişsizdir.
Yükleme nesneyi bulmak için sorulan “ne?, neyi?, kimi?” sorularının cevabı yoktur.

Kar yağdı, tren durdu, ben uyudum, kartallar uçtu, dışarıda kaldı, o da yoruldu...

Not: Bazı fiiller hem geçişli hem geçişsiz olarak kullanılabilirler:

Gezmek, dolaşmak, geçmek, sürmek, çalmak,

c. Oldurgan Fiil

Geçişsiz bir fiile “-dİr, -t, -r” eklerinden biri getirilerek fiil geçişli yapılırsa buna ettirgen fiil denir.

Yatmak                       yatırmak
Ötmek                        öttürmek
Uyumak                      uyutmak
Gezmek                      gezdirmek.
Kaçmak                       kaçırmak

d. Ettirgen Fiil

Geçişli olduğu hâlde “-dİr, -t, -r” ekleriyle tekrar geçişli yapılan fillerdir. Geçişlilik dereceleri artırılmıştır.
Fiili bir başkasına yaptırma söz konusudur.
Oldurgan fiiller ettirgen hâle getirilebilir.

Gazete aldı                             aldırdı                         aldırttı
Elbiseyi yıkadı             yıkattı                         yıkattırdı
İçmek                                     içirmek                       içirtmek
Durdurmak                             durdurtmak
Uçmak                        uçurmak                     uçurtmak                    uçurtturmak

Sonuç: Bütün fiiller çatı bakımından öznesine ve nesnesine göre ayrı ayrı iki özelliğe sahiptir:

Çocuk koşarak yolun diğer tarafına geçti.
Öznesine göre: etken; nesnesine göre: geçişsiz

Alış veriş listesini evde unuttum.
Öznesine göre: etken; nesnesine göre: geçişli



Yardımcı Fiiller

Tek başlarına da fiil olarak kullanılabilen, ama daha çok isim soylu kelimelerle ve asıl fiillerle birlikte birleşik fiil oluşturan fiillere yardımcı fiil denir.

“etmek, olmak, eylemek, kılmak, bilmek, durmak, gelmek, yazmak, buyurmak”

]Tek başlarına da kullanılabilirler

Elbise üzerime oldu.
Bu elbise elli milyon eder.

]İsimlerle ve asıl fiillerle birleşirler:

sabretmek, kaybolmak, yardım etmek, iyi olmak, arz etmek, mutlu kılmak, hoş eylemek;
gelebilmek, gidedurmak, düşeyazmak, söylenegelmek...

Yardımcı fiillerle yapılan fiillere birleşik fiil denir. bunların bir kısmı ayrı, bir kısmı bitişik yazılır. Her iki durumda da çekim ekleri en sona getirilir.

sabrettim, kayboldu, yardım ediyor, iyi olsun, arz et, mutlu kıldı, hoş eyledi;
gelebilir, gidedur, düşeyazdım, söylenegelmiştir...


YAPI BAKIMINDAN FİİLLER

Fiiller de isim soylu kelimeler gibi yapı bakımından üçe ayrılır:

1. Basit Fiiller

Yapım eki allamış, bir tek kelimeden oluşan, yani kök hâlindeki fillerdir.
Çoğunlukla tek hecelidir. Çok heceliler de vardır.
Fiil kökünden sonra bir tire işareti getirilerek ifade edilir.

Gel-, yaz-, oku-, sev-, kıvır-, çevir-, kavuş-...

Not: Tire işareti kullanılmaz da nokta veya ünlem kullanılırsa emir çekimi olur. Bu, bütün fiiller için geçerlidir:

Gel!     Oku. Yaz!...

Dilimizde hem isim hem de fiil kökü olarak kullanılan kelimeler vardır ki bunlara sesteş kökler denir:

Ağrı, ağrı-; boya, boya-, tat, tat-, eski, eski-...

2. Türemiş Fiiller

İsim veya fiil kökleriyle yansımalardan, yapım ekleriyle türetilmiş fiillerdir.
Bunlara fiil gövdesi (tabanı) denir.

Ben-imse-, açık-la, mor-ar, av-la-, ince-l-, çat-la-, pat-la-, gür-le-, şırıl-da-, hav-la-, me-le-, fısıl-da-, kov-ala-, baş-la-t, uç-ur-, yat-ı-ş-, ak-ı-t-, düş-ü-r-, sev-in-...

3. Birleşik Fiiller

Birden fazla kelimeden oluşan fiillerdir. Birleşik fiili oluşturan kelimeler biri veya her ikisi fiil olabilir. Ama en az biri fiil olmalıdır.

Yapılışına göre birleşik fiiller ikiye ayrılır:

a. Kurallı Birleşik Fiiller

Yapılış şekilleri şunlardır:

]Fiil + yardımcı fiil

Herhangi bir fiille “yazmak, vermek, bilmek, durmak, gelmek” yardımcı fiillerinden oluşur.
Bu yardımcı fiilleri kendi anlamlarını tamamen yitirir, “yeterlik, tezlik, sürerlik ve yaklaşma” olmak üzere dört anlam ifade eder
İki fiil arasına “-a,-e,-ı,-i,-o,-ö,-u,-ü” zarf-fiil eklerinden biri girer.

­Yeterlik Fiili

Fiil + “-e” + bil- şeklinde yapılır.

Anlam:

Ahmet bu işi başarabilir.      
Başarmaya gücü yeter.          Yeterlik
Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
Etmesi olası.                           Yeterlik           Olasılık
Yanınıza gelebilir miyim?     
İzin verir misiniz?                   Yeterlik           İstek isteme, rica etme
Herkes kendi işiyle ilgilenebilir.       
            Buna izi var                            yeterlik           izin verme

Olumsuzu şöyledir:

Gücü yetmezlik anlamı katıyorsa:

Başar-a-bil-i-r             başar-a-ma-z
Aç-a-bil-i-r-im            aç-a-ma-m
Oku-y-a-bil-i-r-im                   oku-y-a-ma-m
Gel-e-bil-i-r-iz             gel-e-me-y-iz

Gücü yetmezlik ihtimali içeriyorsa:

Yaz-a-bil-i-r-im                       yaz-a-ma-y-a-bil-i-r-im
Oku-y-a-bil-i-r-ler                  oku-y-a-ma-y-a-bil-i-r-ler

İsteğe bağlı oluşta ihtimalin yüzde elli olduğu belirtiliyorsa:

Doğ-a-bil-i-r               doğ-ma-y-a-bil-i-r
Ol-a-bil-i-r                  ol-ma-y-a-bil-i-r

­Tezlik Fiili

Fiil + “-İ” + ver- ve Fiil + “-İ” + gel- şeklinde yapılır.

Anlam:

Bana bir çay alıver.                                       Tezlik, çabukluk
Birden karşısına çıkıverdi.                             Apansızın
Onu bir kenara atıvermişler                         Önemsememe, gelişigüzel yapma
Beklemediğimiz bir anda çıkageldi               Apansızın

Olumsuzu:

Kapıyı açıvermedi      açmadı                       tezlik
Kapıyı açmayıver        açma               önemsememe

­Sürerlik Fiili

Fiil + “-E” + kal-, Fiil + “-E” + gel-, Fiil + “-E” + dur- şeklinde yapılır.

Anlam:

Çocuk oturduğu yerde uyuyakalmış             
Bakakalırım giden her geminin ardından    
Sen vitrinlere bakadur, ben birazdan gelirim
Eskiden beri böyle anlatılagelmiş.   

Bu birleşik fiil tekrar birleşik fiil yapılabilir.

Çocuk oturduğu yerde uyuyakalabilir
Beni burada alıkoyamazsınız.

Sürerlik anlamını başka çekimler de verebilir:

Geçen arabalara bakıp durdu.
Olduğumuz yerde dönüp duruyoruz.

Olumsuzu az da olsa yapılır:

Uyuyakalmamış, yol kapalı olduğu için gecikmiş.

­Yaklaşma Fiili

Fiil + “-E” + yaz-

Anlam:

Merdivenden inerken düşeyazdı.      Az kalsın düşüyordu / Az daha düşüyordu / Az kaldı ki düşüyordu / Düşmesine az kaldı.

“Çeşmimden akan hun ile sagar dolayazdı
Mecliste geçen gece yine kan olayazdı”       (Baki)

]Fiilimsi + Fiil

­ İsteklenme fiili

Yapılışı
Fiil + “-Esİ” + (iyelik eki) + geldi

Anlamı
Bir fiilin yapılmasına duyulan isteği belirtir.
Onu adete boğarcasına kucaklayasım geldi.
İçtikçe içesi gelir insanın.
En çok annemi göreceğim geldi.

Olumsuzu
Hiç de göresim gelmedi.
Göresin gelmedi mi?

­Beklenmezlik Fiili

Yapılışı
Fiil + “-EcEğİ”  + (iyelik eki) + tuttu

Anlamı
Filin beklenmedik bir anda gerçekleştiği belirtilir.
Uslu uslu otururken birden ağlayacağı tuttu.

]Fiilimsi + yardımcı fiil

Yapılışları
“Geniş zaman, gelecek zaman, öğrenilen geçmiş zaman, şimdiki zaman”lardan biriyle yapılmış bir fiilimsi (veya çekimlenmiş bir fiil) + “olmak, bulunmak” fiillerinden biri

Anlamları

Ülke huzura kavuşunca turistler tekrar gelir oldular.
Artık ektiklerimizi biçer olduk.
Biz dünyadan gider olduk.
Bir şeyler söyleyecek oldu...
Bir ara sigarayı bırakacak oldu.
Epeyce bir uğraşıdan sonra dergiyi çıkarmış olduk.
Çocuğa bağırmış bulundum.

Ocaklar yakılmaz oldu.
Biz dünyadan gider olduk.
Böylece bunu da bitirmiş olduk.
Bir an söyleyecek oldum.

]Fiil + yardımcı fiil

­Başlama, davranma (yeltenme), bitirme, sanma (olasılık) fiilleri

Yapılışları
Çekimlenmiş bir fiil + “olmak, bulunmak” fiillerinden biri

Anlamları

Ben o vakitte kitap okuyor olurum.
Bu olay başka şekilde geçiyor olmalı.

]Fiil + yardımcı fiil

Yapılışı
Fiil + olumsuzluk + yapım eki + çekim eki + fiil

Anlamı
Bu birleşik fiillerde de sondaki fiil asıl anlamını kaybetmiştir.
Duymazlıktan gelmek
İşitmezliğe vurmak

]İsim + yardımcı fiil

Yapılışı

Türkçe veya yabancı bir isim + yardımcı fiil (olmak[1][1], kılmak, eylemek, etmek, yapmak, bulunmak, başlamak)

]Bu tür birleşik fiillerde isim ve fiil bir araya geldiklerinde, tek başlarına kullanıldıkları zamanki anlamlarından daha farklı ve ortaklaşa bir anlam ifade ederler.

]Vurgu isim unsuru üzerindedir.

Birleşme sırasında

1. Kelimelerden hiç birinde birleşmeden dolayı bir ses olayı meydana gelmezse bu birleşik kelimeler ayrı yazılır:

dans etmek, hasta olmak, terk etmek, arz etmek, fark etmek, mutlu olmak, alt etmek, mutlu kılmak, karar kılmak, emir buyurmak, müsaade buyurmak, şükürler olsun, memnun olduk, kerem kılmak, ...

Kar, geceden beri devam ediyordu.
Bir kerre karar kıldık bu hayalde.
Paşanın sesini duymaz oldum.
Sert adımlarla kapının önünde gezinmeye başladı.

]İsim veya fiil unsuru da kendi içinde kelime grubu olabilir.

Mesut ve bahtiyar ol oğlum.
Suç ortaklığını kabul etmiş oluyorsun.

2. Birleşme sırasında ses düşmesi veya ses türemesi meydana geliyorsa bu birleşik kelimeler bitişik yazılır:

kahretmek, sabretmek, bahsetmek, hapsolmak, emretmek, keşfetmek, naklolmak, azletmek, zemmedilmek....;
affetmek, hissetmek, zannetmek, halletmek...


b. Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller

Birleşik fiili oluşturan kelimelerden birinin veya tümünün anlam kaybetmesi ve kelimelerin anlamca kaynaşarak tamamen yeni ve farklı bir anlam kazanmaları sonucu oluşan birleşik fiillerdir.

Şu yollarla yapılır:

]Gerçek anlamında bir isim + gerçek anlamının dışında bir fiil

kendini kaybetmek, hoşuna gitmek, para yemek, şehit düşmek, değer biçmek, deniz tutmak, hasta düşmek, kural koymak, öğüt vermek...

]Gerçek anlamının dışında bir isim + gerçek anlamında bir fiil

gözünü korkutmak, bileğine güvenmek, ayağına gelmek...

]Tümü gerçek anlamının dışında

tası tarağı toplamak, deliye dönmek, baş kaldırmak, kalp kırmak, elvermek, varsaymak, öngörmek, başvurmak, vazgeçmek, kan ağlamak, kafa tutmak, göze girmek, abayı yakmak, feleğin çemberinden geçmek...

Bu birleşik fiillerin bir kısmını deyimleşmiş olduğu için burada deyimlerden bahsetmek yerinde olacaktır.

Deyim, en az iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir. Kelimelerden biri veya her ikisi anlam kaybına uğrar.

Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun?
Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu.
Korktuğu başına gelmiş, arabası bozulmuştu.
Her gördüğüne dudak büküyordu.
Senin yaptığın pire için yorgan yakmak.
İki genç adam boğaz boğaza geldi.
Olur olmaz konularla baş ağrıtmayı seversin.
Bu şekilde anlatırsanız aklı yatar.
Sonunda korktuğumuza uğradık, çocuk kayboldu.
Matematiği aklım almıyor.
Çocuk ağzı açık beni dinliyordu.
Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu.
Hiçbir işte dikiş tutturamamıştı.
Bizimkinin iyice çenesi düştü.
Göze girmek için her şeyi yapıyor.
İşin ağırlığın gözümüzü korkutmuştu.
Bu soruya kafa yormanı istemiştim.
Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış.
Burası çok ayak altı, şurada duralım.

Deyimlerin özellikleri

a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz.

Meselâ "yüzün ak olsun" yerine "yüzün beyaz olsun" denilemez,
"ocağına incir ağacı dikmek" yerine "ocağına çam ağacı dikmek" denilemez,
"ayıkla pirincin taşını" yerine "ayıkla bulgurun taşını" denilemez,
"dilinin altındaki baklayı çıkar" yerine "dilinin altındaki şekeri çıkar" denilemez,
"tüyleri diken diken ol-" yerine "kılları diken diken ol-" denemez.
Ama istisnalar yok değildir: “baş başa vermek” ve “kafa kafaya vermek” gibi.

Araya başka kelimeler girebilir:
“Başını derde sokmak” Başını son günlerde hep derde soktu.

b) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır. Az sözle çok şey anlatırlar:
“dili çözül-”, “dilinde tüy bit-”, “dilini yut-”

1. Ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar:

bulanık suda balık avla-,        dikiş tutturama-,       
can kulağı ile dinle-,              köprüleri at-,
pire için yorgan yak-,             pişmiş aşa su kat-,
kafayı ye-,                              aklı alma-,
akıntıya kürek çek-,                ağzı kulaklarına var-,
bel bağla-,                              çenesi düş-,
göze gir-,                                dara düş-,

2. Ya da cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara yada öykücüklere dayanır.

Yorgan gitti, kavga bitti.
Dostlar alışverişte görsün,
Çoğu gitti azı kaldı,
Atı alan Üsküdar'ı geçti,
Tut kelin perçeminden,
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın.
Ne şiş yansın ne kebap

c) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır.

abayı yakmak, hapı yutmak, ne şiş yansın ne kebap...

Bazı deyimler ise kendi anlamlarından çıkmamışlardır:

Çoğu gitti azı kaldı, adet yerini bulsun, canı sağ olsun ..


Fiilimsiler

Fiil kök veya gövdelerinden yapım ekleriyle türetilerek isim, sıfat ve zarf olarak kullanılan kelimelerdir.

Bunlar artık fiil olarak kullanılma özelliğini kaybettikleri için fiil çekim eklerini (olumsuzluk eki hariç) alamazlar; isim çekim eklerini alabilirler, isim sıfat ve zarf (tümleci) olarak kullanılırlar; yancümlecik kurarlar.

Fiilimsiler üçe ayrılır:

İsim-fiiller, Sıfat-fiiller ve Zarf-fiiller

1. İsim-fiiller

Fiillerin adıdır.
Fiillere (basit, türemiş, birleşik) getirilen “-mE, -mEk, -İş” ekleriyle yapılır. Türetilen bu kelimelere mastar; türetmede kullanılan eklere mastar eki denir.

Bakmak, okumak, yazmak, konuşmak, derlemek, eleştirmek, araştırmak...;
Bakma, yüzme, seslenme, tamamlama, yarım bırakma, kovalama...;
Bakış, geliş, gidiş, serzeniş, sesleniş, tükeniş, kurtuluş, çıkış...

İsimlerin tüm özelliklerini gösterir, cümlede isim gibi kullanılır.

Kitap okumayı çok seviyorum.                      Nesne
Okumak en faydalı eylemdir.                                   Özne
Sinirli olduğu gelişinden anlaşılıyor.             Dolaylı tüml.

Olumsuzları mastar ekinden önce olumsuzluk eki getirilerek yapılır.

Okumamak, yazmama, seslenmeyiş...

Bu kelimeler tek başlarına (eksiz) kullanıldıklarında mastar eki vurguludur.

Okumak, yazma, danışma, sesleniş...

Eğer “-mE” ile yapılan isim-fiillerde bu ek vurgusuz, bundan önceki  hece vurgulu okunursa yanlış anlaşılma olur: Olumsuz emir çekimi zannedilir.

Danışma         fiilimsi                        danışma          olumsuz emir
Kaynaşma       fiilimsi                        kaynaşma       olumsuz emir

Dikkat: “-me” eki olumsuzluk ekiyle karıştırılmasın.

Kimi isim-fiiller kalıcı nesne, yer, iş veya kavram adı olabilirler. Bu durumda artık isim-fiil olarak kullanılmazlar. Bunlar olumsuzluk eki de alamazlar.

Dondurma, danışma, kavurma, kızartma...;
Çakmak, yemek, ekmek...;
Alış veriş, gösteriş, direniş...

“-mE” ekiyle türeyen mastarlardan bazıları sıfat olarak kullanılabilir.

Süzme bal, asma köprü, yapma çiçek...


2. Sıfat-fiiller (Ortaçlar)

Fiil kök veya gövdelerinden yapım ekleriyle yapılmış sıfatlardır.

Tanı-→tanıdık (adam)                        kırıl-→kırılası (eller)...

“-En, -Esİ, -mEz, -or, -dİk, -EcEk, -mİş” ekleriyle türetilirler

Sıfat görevinde kullanılırlar. Niteleme sıfatı sayılırlar.

gelen araba, öpülesi el, dönülmez yol, koşar adım, tanıdık yüz, gelecek zaman, olmuş iş...

Daha sonra isimleşebilirler. İsimleştikleri zaman cümlede isim gibi kullanılırlar.

Gelenler kimdi?                                 özne
Tanıdıklarımıza rastlayamadık.         Dolaylı tüml.

Aldıkları eke göre çeşitlere ayrılırlar:

Geçmiş zaman ortaçları

“-dİk ve -mİş” ekleriyle yapılır.
Nesne ve kavramların geçmişte ortaya çıkan niteliklerini bildirirler.

Koca şehirde bir tek tanıdık yok.
Aramadık yer bırakmadık.
Bugüne kadar görülmemiş bir haksızlık var ortada.
Pişmiş aşa su katmak.

Gelecek zaman ortaçları

“-Esİ ve -EcEk ” ekleriyle yapılır.
Nesne ve kavramların gelecekte ortaya çıkacak olan niteliklerini bildirirler.

Kırılası eller hep zalimin yanında.
Memleketin o kadar çok görülesi güzellikleri var ki...
Daha yapılacak çok iş var.
Çözülemeyecek bir sorun yoktur.

Geniş zaman ortaçları

“-En, -mez, -or” ekleriyle türetilirler

Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç
Koşar adım eve gitti. 
Hep bilinen şeylerden bahsetti durdu.
İşe erken başlayan erken verim alır.

Gelen adayların kaydını yapıyorlar.              (şimdi gelen)
Akan kanı durdurmalı önce                           (her zaman akan)
Kaçan mahkûmları yakalamışlar.                 (kaçmış olan)

Belirtme Ortaçları

“-dik ve –ecek” eklerinden sonra iyelik eki getirilerek yapılır.

Okuduğum son kitap
Okuyacağım ilk kitap
Yapacağımız işler
Yapılacakları belirledim

Geleceği varsa göreceği de var.
Diktiğimiz fidanlar meyve vermeye başlamış.

Dikkat: Bu eklerden “-mEz, -or, -dİk, -EcEk, -mİş” ekleri fiil çekim eki olarak da kullanılmaktadır. Zaten fiil çekim eki olan bu ekler zamana bağlı olarak sonradan sıfat yapmışlardır.  Sıfat yaptıkları durumda artık çekim eki değildirler.

Bu konu uzun süre tartışılacak                      (çekimli fiil)
Uzun süre tartışılacak bir konu bulduk.         (ortaç)


3. Zarf-fiiller (Ulaçlar)

Fiillerden türetilen ve zarf tümleci olarak kullanılan kelime veya kelimelerdir.
Ulaçlar yapım ekleriyle türetilir.
İsim görevinde kullanılmazlar.

Çeşitleri şunlardır.

a.Bağlama Ulacı

“-İp” ekiyle türetilir.
Bu ek genellikle “ve” bağlacının yerini tutar.
“-İp” ekinin getirildiği fiille onun bağlanmış olduğu fiilin öznesi ve zamanı aynıdır.

Telefon edip hâlini hatırını sordum.← Telefon ettim ve hâlini hatırını sordum

Bu ulacın tekrarlanması fiilin sıkça yapıldığını gösterir:

Gidip gidip komşuları rahatsız ediyor.
Bakıp bakıp gülüyor.

b. Durum Ulaçları

“-erek, -e..., -e, -meden, -meksizin, -cesine” ekleriyle yapılır.
Fiilin nasıllığını bildirir.

Sınıfa gülerek girdi.
Olayı adeta yeniden yaşıyormuşçasına anlattı.
Gece karanlık sokaklarda düşe kalka ilerlediler.
Dinlene dinlene gittiler.
Gürültüye aldırmadan işiyle meşgul oluyordu.
Hiç dinlenmeksizin yedi saat yürüdüm.
Her şeyi bilircesine konuşuyordu.

c. Zaman Ulaçları

“-İncE, -dİkçE, -dİğİndE, -ken, -mEdEn, -or, -mEz” ekleriyle yapılır.
Bu ulaçlar fiilin zamanını bildirir.

Gülünce gözlerinin içi gülüyor.
Canım sıkıldıkça şiir okurum.
Kar yağınca herkes sokaklara döküldü.
İlk okuduğumda iyi anlayamamıştım.
Uyurken hep sayıklar.
Gün ağarırken düştük tarla yollarına.
Uyumadan önce de yarım saat kitap okunabilir.
Gelir gelmez seni sordu.

d. Başlama Ulaçları

“-Elİ” ekiyle türetilir ve sonraki fiilin başlangıcını bildirir.

Buraya geleli çocuğa bir hâller oldu.
Seni tanıyalı hayatım değişti.

e. Nedenlik Ulaçları

“-dİğİ, -EcEğİ” ekleriyle türetilir ve “-dEn dolayı, için, -dEn ötürü” edatlarıyla birlikte kullanılır.

Çok yalnızlık çektiğinden (dolayı) buralarda kalmak istemiyor.
Sizden ayrılacağı için üzülüyor.

f. Bitirme Ulaçları

“-EnE, -İncEyE, -EsİyE” ekleriyle türetilir ve “değin, dek ve kadar” edatlarıyla birlikte kullanılır.
Sonraki fiilin bitimini gösterir.

Sen gelene kadar biz burada bekleyeceğiz.
Yollar açılıncaya kadar bekledik.
Öldüresiye dövdüler.




  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

12. SINIF 3. ÜNİTE ŞİİR TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI (2023-2024)

3. ÜNİTE ŞİİR 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI    (2023-2024) 1. SAF (ÖZ) ŞİİR ANLAYIŞI   SAF (ÖZ) ŞİİRİN O...