EDAT (İLGEÇ)
Kendi başına bir anlamı olmayan, diğer söz ve söz
öbekleriyle kullanıldığında anlam kazanan sözcüklerdir. Kimi edatlar cümlede
tek başına kullanılıyor olsa bile, anlamlı olması ancak cümle içinde kullanılmasına
bağlıdır. "İçin, kadar, göre, doğru, sonra, dolayı, beri, gibi, yalnız,
ile…" belli
başlı edatlardır. Edatlar, sözcük türü olarak bağlaçlara yakın olduğundan bazen
onlarla karıştırılabilir. Önce karışan edatlardan başlayarak önemli olanları
inceleyelim. Edat olarak cümlede değişik anlamlar verecek biçimde kullanılır.
Daha çok kendinden önceki sözcüğe eklenerek "- le, - la" biçiminde görülür.
"Almanya'ya uçak ile gidecekmiş." cümlesinde
araç bildirir. "Yarın arkadaşlar ile balığa gideceğiz."
cümlesinde
birliktelik bildirir. "Davranışının doğru olmadığını güzellikle
anlat." cümlesinde
durum bildirir. Burada "ile"nin edat ve bağlaç oluşu arasındaki
ayrımı da belirtelim. Cümlede "ile" sözünün olduğu yere
"ve" sözünü koyduğumuzda anlam bozukluğu oluyorsa "ile" edat;
olmuyorsa bağlaçtır. "Ben öykü ile şiiri çok severim." cümlesinde
"ile" bağlaçtır. Çünkü bu cümlede "öykü - şiir"
sözcüklerini birbirine bağlamıştır. Ayrıca bu cümlede "ile" yerine
"ve" sözcüğü getirilebilir: "Ben öykü ve şiiri
çok severim." Ama; "Ben yıllardır öykü
ile uğraştım." cümlesinde "ile" sözcüğü yerine
"ve" getiremeyiz: "Ben yıllardır öykü ve uğraşırım." Görüldüğü
gibi "ile" yerine "ve" getirilemiyor. Demek ki bu cümlede
"ile" edattır. Bunların dışındaki edatları cümlelerle gösterelim. "Buz
gibi limonatayı içiverdi." "Bu hediye etmek için mi aldın?" "Aslında
onun kadar çalışmadım." "Sabaha doğru eve varabildi." "Şimdiye
dek hiçbir konuda başarılı olamadın." "O günden sonra Ayhan ile hiç
görüşmedim." cümlelerindeki altı çizili sözcükler edattır.
BAĞLAÇ
Kendi başına bir anlamı olmayan, cümlede eş görevli
söz ya da söz öbeklerini hatta cümleleri birbirine bağlayan sözcüklerdir. Bağlaçlar
edatlardan farklı olarak cümle içinde bağladıkları sözlerin görevlerinde herhangi
bir değişme yapmazlar, cümleden çıkarıldıklarında anlamda değişme olsa bile bozulma
olmaz. Kimi bağlaçlar bağlayacakları sözcüklerin arasında kullanılır. "Çiçekçiden
karanfil ve gül aldım." Kimi bağlaçlar cümleleri birbirine bağlar: "Eve
gidiyorum, ama yine geleceğim." cümlesinde "ama" bağlacı iki cümleyi
birbirine bağlamıştır. "Kitabı verdi, fakat geri almadı." "Ankara'ya
gitmedim, çünkü işim düşmedi." "Pek dikkat çekmedi, oysa güzel bir
filmdi." "İki yıldır hiç görmedim, yalnız arada bir telefonlaşırız."
"Hem koşuyor hem bize lâf yetiştiriyordu." "Ya işinizi güzelce
yapın ya da bu işten vazgeçin." "Üniversiteyi bitirdi, hatta
öğretmenliğe bile başladı." Bu bağlaçların dışında özelliği olan, yazımı yönünden
eklerle karışan bağlaçlar da vardır. Bunların en önemlileri "de" ve
"ki" bağlaçlarıdır. Edatlarla ya da diğer sözcük türleriyle karışan bağlaçlar
da vardır. Bunlar "yalnız, ancak, bir, tek" gibi edatlardır. Bu
sözcükler kullanıldıkları cümlelerde "sadece" anlamını veriyorlarsa
edat; "fakat" anlamını veriyorlarsa bağlaç görevindedirler. Bunları cümleler
üzerinde gösterelim. "O kadından şikâyet eden yalnız sen değilsin."
"Benim sözümü bir sen dinlemezsin zaten." "Bu odaya ancak beş
kişi sığar." "Tek bu olay değil, daha birçok sebep var beni
kızdıran." cümlelerinde altı çizili sözcükler
"sadece" anlamına geldikleri için edat göreviyle kullanılmışlardır.
Aynı sözcükleri değişik görevlerde de kullanabiliriz. "Ben
gelirim, yalnız yol parasını siz ödersiniz." "Söylediklerine
inanmıyorum, ancak benim yapabileceğim bir şey yok." cümlelerinde
altı çizili sözcükler "fakat" anlamına geldiklerinden bağlaç olarak kullanılmışlardır.
ÜNLEM
Yalnız başına anlamı olmayan, cümle içinde, sevinme,
korku, özlem, kızma gibi duyguları anlatan ya da seslenme bildiren sözcüklere ünlem
denir. Ünlemlerin cümledeki söyleyişe göre anlam kazanır. "A, kim
gelmiş?" "Yazık, çocuk hasta olmuş!" "Eyvah, çantam
otobüste kaldı!" "Tüh, yine yanlış yaptım!" cümlelerindeki
altı çizili kısımlar ünlemdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder