30 Mart 2020 Pazartesi

9.SINIF 7. ÜNİTE BİYOGRAFİ / OTOBİYOGRAFİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI (2019-2020)

 
7. ÜNİTE BİYOGRAFİ / OTOBİYOGRAFİ
9.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI (2019-2020)


BİYOGRAFİ-OTOBİYOGRAFİ-TEZKİRE


Biyografi (yaşam öyküsü): Herhangi bir sanat, bilim ya da meslek dalında tanınmış kişilerin hayatlarının anlatıldığı yazılardır.



Hayat hikâyesi veya yaşam öyküsü de denir. Eski edebiyatımızda bu türe tercüme-i hâl denirdi. Divan edebiyatında biyografi türüyle benzerlik gösteren eserlere tezkire denir.



Özellikleri:



§  Tanınmış kişilerin çektikleri sıkıntıları, karşılaştıkları engelleri, başarıya ulaşmada gösterdikleri gayretleri anlatmaktır. Okuyucunun, topluma örnek olan bu kişileri yakından tanıma imkânı bulması, bu insanların başarı öykülerinden hareketle kendi koşullarını en iyi şekilde değerlendirme yolunu seçmesi amaçlanır. 
§  Biyografilerde dil göndergesel işlevde kullanılır. 
§  Biyografiler nesnel olmalıdır. 
§  Biyografilerde gereksiz ayrıntılara girilmez. 
§  Biyografiler açık, yalın, duru bir dille yazılır. 
§  Biyografilerde daha çok açıklayıcı anlatıma başvurulur. Konuya göre öyküleyici ve betimleyici anlatımlara da başvurulabilir. 
Otobiyografi (Öz yaşam öyküsü)


§  Bir düşünürün, bir sanatçının, bir sporcu ya da tanınmış bir kişinin kendi yaşam öyküsünü anlattığı eserlerdir. Öz yaşam öyküsü de denir. 
§  Kişi, kendi hayatını anlattığından öznel ifadelere sıkça rastlanır. 
§  Otobiyografilerde birinci kişili anlatım söz konusudur. (… doğdum, öğrenim gördüm, eser yazdım vb.) 
§  Otobiyografi ve anı da yazar kendi yaşamından söz ettiği için ikisi de ben merkezli yazı türüdür. 
Türk edebiyatında fazla gelişmeyen bu türün ilk örneği olarak Kâtip Çelebi’nin Mizanü’l-Hak adlı eserinin “Hatime”si yani “son söz”ü gösterilmektedir.


Otobiyografi ile anı arasındaki fark: 



§  Anı türünde yazarın amacı kendi hayatından ziyade dönemini ve tanık olduğu olayları da anlatmaktır. Otobiyografide yazar, kendi hayatını anlatmaya yoğunlaşır. 
§  İki türün ortak noktası birinci kişi ağzından anlatılmasıdır. 
Biyografi ve otobiyografi türüyle benzerlik gösteren türler:
Monografi, öz geçmiş/CV, hâl tercümesi ve portre



Monografi (TEK YAZI): Ünlü bir kimsenin yaşamını, bir yazarın, sanatçının yaşamını ve yapıtlarını ya da herhangi bir alanda tek bir konuyu ele alan ve onu özgün bir görüşle inceleyen uzunca inceleme yazısıdır. Monografiler bir kişi, yer, eser, olay, konu hakkında yazılabilir.

Öz geçmiş / CV: İş başvurusunda bulunan veya işe alınmak istenen adayın geçmişe dönük (özgeçmiş) tecrübelerini, akademik bilgilerini ve iletişim bilgilerini sunum yapan yazılı belgedir. Öz geçmiş, çoğunlukla bir iş başvurusunda, kişinin kendini tanıtmak için başvuru yaptığı kurum ya da kuruluşa verilmek üzere yazılır.
Hâl tercümesi: Osmanlı Dönemi’nde yazılan, daha çok öz geçmiş özelliği gösteren eserlerdir.
Portre: Bir kişiyi ayırt edici yönleriyle tanıtmayı amaçlayan yazılardır. Kişiyi yalnızca dış görünüşüyle yansıtan portreye fiziksel portre; kişinin iç dünyasını, duygularını, düşüncelerini, huy ve karakter özelliklerini anlatan portreye de ruhsal portre denir. Portrelerin çoğunda bu iki türün özellikleri bir arada bulunur.


OTOBİYOGRAFİ VE BİYOGRAFİ FARKI NEDİR


BAŞLICA FARKLAR;
Biyografi bir kişinin diğer kişiler tarafından kaleme alınmış ve insanlara aktarılması saplanmış hayatının özetidir,
Otobiyografi ise kişinin kendi hayatını kaleme alarak insanlara sunmasıdır,
Otobiyografi bir sanatçının kendi yaşam öyküsünü anlattığı eserdir,
Biyografiyi yaşam öyküsü olarak adlandırılırken, Otobiyografi için öz yaşam öyküsü denilir,
Biyografilerde nesnel anlatım, Otobiyografilerde ise öznel anlatım benimsenir,
Biyografilerde bilgi, belge ve tanıklara başvurulmalı ve gerçekçi bir anlatım kullanılmalıdır,
Biyografide kronolojik sıra izlenir,
Biyografide nesnel bir tutum, Otobiyografilerde ise öznel anlatım benimsenir,
Biyografide belgeler önemlidir, Otobiyografide kişinin belleği önemlidir,

BİYOGRAFİ TÜRÜNÜN ÖNEMLİ ESERLERİ

Dünya edebiyatında bu türün ilk önemli yazarı, Eski Yunan Edebiyatı’ndan Plutarkhos’un “Hayatlar” adlı eseridir.
Dünya edebiyatı diğer önemli eserleri:
ESER    YAZARI
Hayatlar                    Plutarkhos
Thomes More           William Roper'in
James Boswell'in        Samuel Johnson'un
Üç Büyük Usta                       Stefan Zweig


TÜRK EDEBİYATI’NDA BİYOGRAFİ
          Divan edebiyatında şairleri anlatan eserlere “tezkire” denirdi.
          Çağatay yazarlarından Ali Şir Nevai 16. yüzyılda “Mecâlis’ün-Nefâis” adlı eseriyle Türk edebiyatında ilk biyografi örneğini vermiştir.
ÖNEMLİ BİYOGRAFİ ESERLERİ

Recaizade Mahmut Ekrem > Kudemadan Birkaç Şair
Muallim Naci > Osmanlı Şairleri
Beşir Fuad > Viktor Hugo
Süleyman Nazif > Mehmet Akif
Kenan Akyüz > Tevfik Fikret
Ahmet Hamdi Tanpınar > Yahya Kemal Beyatlı
Mehmet Kaplan > Namık Kemal Hayatı ve Eserleri
Olcay Önertoy > Halit Ziya Uşaklıgil, Romancılığı ve Romanımızdaki Yeri
Birol Emil > Mizancı Murad Bey, Hayatı ve Eserleri
Nurullah Çetin > Behçet Necatigil, Hayatı, Sanatı ve Eserleri
Şevket Süreyya Aydemir > Tek Adam
Abdülhak Şinasi Hisar > Ahmet Haşim Ve Şiiri

*Biyografik romanlar Türk edebiyatında önemli bir yer tutmaktadır. *Bazı sanatçılar romanlarını biyografi tarzında yazmışlardır.
*Mehmet Emin Erişilgil’in “Bir Fikir Adamının Romanı: Ziya Gökalp”, “Bir İslâm Şairinin Romanı: Mehmet Akif”;
*Tahir Alangu’nun “Ülkücü Bir Yazarın Romanı: Ömer Seyfettin”;
*Oğuz Atay’ın “Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan’ adlı eserleri biyografik romana örnek gösterilebilir.

OTOBİYOGRAFİ ÖNEMLİ ESERLER:

          Amerikan edebiyatında Paul Auster’in (Pol Ostır) İç Dünyamdan Notlar
          Isaac Asimov’un (Ayzek Ezimov) Dolu Dolu Yaşadım,
          Fransız edebiyatında Andrè Gide’in (Andre Jid) Tohum Ölmezse Dünya edebiyatının tanınmış otobiyografilerindendir

TÜRK EDEBİYATINDA OTOBİYOGRAFİ

          Abidin DinoKısa Hayat Öyküm,
          Yusuf AkçuraYa Kendim Ya da Defter-i Âmâlim
          Hasan Ali Yücel Hayatım
          Şevket Süreyya AydemirSuyu Arayan Adam
          Ayşe Kulin Babama


TEZKİRE NEDİR? ÖZELLİKLERİ
Eski dönemlerde önemli kişilerin, özellikle şairlerin hayatlarının anlatıldığı; eserlerinden örneklerin verildiği düzyazı türüdür. Günümüzdeki biyografik-antolojik eserlere benzeyen tezkireler bir tür
edebiyat tarihi çalışması da sayılabilir.

Tezkire Bölümleri

Tezkireler üç bölümden oluşur. Bunlar;

Mukaddime (Giriş): Eserin sunulduğu kişiye övgüler, dönemin şiir anlayışı ve eserin yazılma nedeni hakkında bilgilere yer verilir.
Asıl Metin: Tanıtılan kişinin sosyal çevresi, edebî kişiliğiyle ilgili bilgiler, sanatı üzerine değerlendirmeler ve eserlerinden örnekler bulunur.
Hâtimeden (Bitiş): Eserin bitiş tarihi, yazılış süreci ile ilgili bilgiler, dönemin padişahına veya önde gelen devlet adamlarına dualar, eserdeki kusurlar için af isteği yer alır.

TEZKİRE-BİYOGRAFİ FARKI:

Nesnel bir tutumla, açık ve sade bir dille, bilgi vermek amacıyla yazılan biyografilere göre tezkireler; öznel bir tutumla, övgü veya yergi amacıyla kaleme alınmıştır. Tezkirelerde yazarlar, genellikle
sanat güçlerini göstermeye çalışmış; seci, aliterasyon, tezat ve tenasüplerle süslenmiş; sanatlı bir dil
kullanmıştır.

ÖNEMLİ TEZKİRELER:

Divan edebiyatında şairlerin hayatının anlatıldığı Şuâra Tezkireleri edebiyatımızda biyografi türündeki ilk eserler kabul edilir.

15. YY. Edebiyatımızdaki ilk tezkire 15. yüzyılın sonlarında Alî Şîr Nevâî’nin yazdığı Mecalisü’n-Nefâis adlı tezkiredir.

Türk Edebiyatı'nda sırasıyla;

16. YY. Sehi Bey: Heşt-Behişt (Anadolu sahasındaki ilk tezkiredir)

Latifî: Tezkiretü'ş-Şuara
Ahdî: Gülşen-i Şuârâ
Âşık Çelebi: Meşâiri’ş-Şuârâ
Kınalı-zâde Hasan Çelebi: Tezkiretü'ş-Şuara
Beyânî: Beyânî Tezkiresi

17. YY. Sâdıkî, Riyâzî, Fâizî, Rızâ, Yümnî, Asım ve Güftî;
18. YY. Mûcib, Safâyî, Sâlim, Beliğ, Safvet, Râmiz;
19. YY. Fatin gibi belli başlı tezkire yazarları mevcuttur. Bunların dışında da yazılmış çok sayıda tezkire mevcuttur.

METİN ÖRNEKLERİ

Biyografi Örneği:

TAŞKÖPRÜLÜZÂDE

Taşköprülüzâde Usameddin Ahmed bin Mustafa, 2 Aralık 1494’de Bursa’da doğdu. Dedesi Hayreddin Halil’in Taşköprüdeki Muzafferiye Medresesinde müderrislik yapmış olması nedeniyle ailesi Taşköprülüler olarak tanınmıştı. Taşköprülülerin babası Muslihüddin Mustafa Efendi ise Fatih Medreselerinde müderrislik yapmış bilgin bir kişiydi.

Taşköprülüzâde ilk eğitimini babasından ve amcası Kemaleddin Kasım’dan aldı. Çeşitli bilim dalları hakkında bilgi edindikten sonra İstanbul’da eğitimini tamamlayarak l525’de müderris oldu ve Dimetoka’daki Oruç Paşa Medresesi’ne tayin edildi. Daha sonra İstanbul, Üsküp ve Edirne’de çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. 1545’te Bursa kadısı oldu. 1551’de İstanbul kadılığına tayin edildi. Bu görevi sırasında gözleri kör oldu ve hayatının geri kalan kısmını kitap yazmakla geçirdi. 16 Nisan 1561’de öldü.
Taşköprülüzâde. Kendisi, Kanuni Sultan Süleyman devri ulemasından olduğu halde, Osmanlı devletinin kuruluşundan itibaren her padişahın dönemini bir “tabaka” olarak ele alarak, Osmanlı uleması ve eserleri ile ilgili ulaşıp kaydedebildiği bütün bilgileri on tabakadan oluşan bu eserinde derlemeyi başarmıştır. Fatih devri ulemasıyla ilgili bilgiler esas itibarıyla ona ayırdığı yedinci tabakada bulunmakla beraber, daha önceki ve sonraki tabakalarda da onlarla ilgili önemli bilgiler verilmektedir.
 Taşköprülüzâde Fatih döneminden bir asır sonra yaşamış olmasına rağmen, o dönem hakkında ve özellikle kendisinin de iki defa müderrislik yapttığı (1539-1544 ile 1547-1551) Sahn Medreseleri hocalarıyla ilgili, başka bir kaynakta bulunmayan ve daha sonra yazılan Osmanlı kaynaklarında sıkça tekrarlanan ayrıntılı bilgiler vermektedir.
 Taşköprülüzâde’nin anne tarafından dedesinden, baba tarafından dedesi Hayrettin Halil b. Kasım (Öl: 1474-75)(Molla Hüsrev’in kardeşinin talebesi) ile babasının dayısı ve hocası Muhammed b. İbrahim el- Niksari (öl: 1495-96) den naklettiği haberler arasında, Fatih’in Taşköprülüzâde’nin dedesini Sahn medreselerine atamak istediğini, ancak onun bunu kabul etmediğini; babası ve hocası Muslihiddin Mustafa b. Halil’in ( 1453-1528-29) Semaniye Medreselerinden birisinde müderrislik yaptığını, amcası Kasım b. Halil ‘in (1463-1513) Sahn müderrislerinden Tokatlı Molla Lütfi, Molla ibn el- Müeyyed’in ve Molla el-İzari’den ders gördüğünü kaydeder.(s:54)
Taşköprülü-zade’nin kendi hocaları ile babasının hocalarının biyografilerine dikkatle bakıldığı zaman, kendisinin Sahn Medreseleri konusunda birçok bilgiye ulaşma imkanına sahip olduğu anlaşılır.Ulema muhitinde doğup büyüyen ve ulema tarikinin içinde küçük yaştan itibaren bütün hayatını geçiren Taşköprülüzâde, Şakayık adlı eserinde Sahn medreselerinin “Programı” ve “Tedrisat Nizamnamesi”nin hazırlayıcıları olarak ileri sürülen molla Hüsrev ile Ali Kuşçu’nun biyografilerini verir.

 Taşköprülüzâde Osmanlı Türklerinin ilk bilim tarihçisidir.Taşköprülüzâde’nin 25 kadar eserinden ikisi, bilim tarihi bakımından çok önemlidir.

1- “Miftah-üs-saade ve misbah-üs siyade” adlı eseri, o dönemdeki bilimlerden ve her bilim dalıyla ilgili eserlerden ve yazarlarından söz eder. 1500 sayfa tutan ve Arapça yazılan bu kitap, yazarın oğlu Kemaleddin Mehmet tarafından “Mevzuat-ül-ulum” adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir. Kitapta, tıp, kimya, botanik, zooloji, matematik ve fizik gibi bilimlerin o günkü durumları hakkında çok değerli ve aydınlatıcı bilgiler bulunmaktadır. Dr. Adıvar, bu eseri, Osmanlı Türklerindeki ansiklopedilerin en önemlilerinden biri olarak nitelendirmektedir.

2- “Şakaik-ı Numaniye”, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 16. yüzyıl ortalarına kadar olan dönemdeki Osmanlı bilginlerinin hayat hikayelerinden söz eder. Fatih devri ilim hayatı ve uleması ile ilgili en çok bilgi veren kaynaktır.


                                                                              ABDURRAHMAN AKDÜZEN
Otobiyografi Örneği:

ÜMİT YAŞAR’IN HAYATI

Önce şunu belirtmek yerinde olur “benim hayatım” roman değildir. Baştan başa şiirdir benim hayatım, şiirdir ve aşktır.

Köhne dünyayı 1926 yılında şereflendirdim. Daha doğrusu çilem 1926 yılında Tarsus’ta başladı. Babamın adı Lütfi, Annemin adı Güzide.

İlk çocukluk yıllarımdan bu yana çeşitli kazalar, hastalıklar, ameliyatlar geçirdim. Üç yaşımda bacağım kırıldı, dört yaşımda mangala oturdum, beş yaşımda 20 basamak taş merdivenden düştüm, yedi yaşımda başıma sandık kapağı düştü, bu arada fazla ateşli olarak geçirdiğim kızamık sonucu kekeme kaldım, (o günden beri ateşliyimdir) 14 yaşımda apandisit, 19 yaşımda böbrek (tek böbrekliyim), 30 yaşımda bademcik ameliyatları geçirdim. 22 yaşımda evlendim. Düşme, boğulma otomobil kazası nev’inden canımdan bezdim.

Geçirdiğim kazaları sayarken 22 yaşımda evlendiğimi de söylemiştim. Eşimin adı Özhan. Vedat ve Lütfi adlarında iki oğlum var yaşları 18 ve 15…


ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

FİİLER İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYIN 

YAZIM (İMLA) KURALLARI İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYIN 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

12. SINIF 3. ÜNİTE ŞİİR TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI (2023-2024)

3. ÜNİTE ŞİİR 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI    (2023-2024) 1. SAF (ÖZ) ŞİİR ANLAYIŞI   SAF (ÖZ) ŞİİRİN O...