9 TDE 8. ÜNİTE MEKTUP
E-POSTA DN
FİİLER İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYIN
YAZIM (İMLA) KURALLARI İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYIN
NOKTALAMA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYIN
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKJwqL4yvWWP-053MTOJ1gMxI8fQEYo1LZ2Rm2A4yNdzPc7BlzUG2PMdVsWFeLGksJ7c8YY7lTruF01fF9AVPqZLkilK1xvUu1PktaxYBM25xh0VEAiGwxDQR6Y_3WS-iPbiXvajW8vKUR/s1600/%25C3%2587+T.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_e7vv-qyaXXdOhUAYQyTIWRX4eTfXWyYukns_077U9rdj284kWmikalCs2r6hC41VmQlvfD-G4lfuMxjAL8vXf4b9tm5nVlH7l881NchbdyF8xexyXu259CYFSwZlOoCjLxFg5G4dJfK7/s1600/CCC.png)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOMg-WwY3UXQr9lxDzXQNyALWSxse9yWqyyDETMXkyCuhratSZZwbREsv7SdN7RV7VKSia6hJ0ACByAyY6Q68pWimEnqM9NGYf5i0WjoSpTlHgQl_CuqscdZyraLF2yQgH5ranEtaJxD4x/s1600/CM.bmp)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7gyXSMJjoVUcQdssvQ2WvWkysD9Etn8ng3Cg7VBJ8PSyH3Ns_e4-1MGKBp0jfOSUrNvrR4WhRJKdakBPVi3grT0g9LvBsiHC1Re3dRZZT7HedcmDHKIWgiV3ou9ipIDj5kDkQbJ_mXteH/s1600/H%25C4%25B0LAL+BOZKURT.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiR7wTzB6DTxrceOCluMF29QavRNh2p1B6fJzkeDkWaIZLX0uilICENTMdYUjEk7Ix2-k_z-zxeX-bEg2ucciV_6nx-rcfjekhebhFw4d4Fibl4ET0MR1UWfax_eDXo55EPwtvP0ksfrISU/s1600/%25C4%25B0HT.jpg)
MEKTUP
TÜRÜNÜN GENEL ÖZELLİKLERİ
Özel
mektuplar, edebî mektuplar, resmî mektuplar ve iş mektupları gibi türleri
vardır.
Özel
mektuplarda gönderici ile alıcının birbirine karşı özel durumu yanında, ele
alınan konu da metnin üslûbunu belirler.
İş
mektupları açık ve sade bir anlatıma sahip olmalıdır.
Dostlar
ve arkadaşlar arasında konuşulabilecek her konuda mektup yazılabilir; bunlar, özel
mektuptur.
Özel
mektuplar değerini ve gücünü içtenlikten alır.
Dilekçe
de bir iş mektubu sayılır fakat aralarında küçük ayrımlar vardır.
Mektup; hikâye,
roman ve şiir gibi türlerde bir anlatım biçimi/tekniği olarak da kullanılmıştır.
MEKTUP
TÜRÜNÜN KULLANILDIĞI ESERLER
|
YAZARLARI
|
|||
ROMAN
|
||||
Handan
|
Halide Edip Adıvar
|
|||
Mutallaka, Sevda Peşinde
|
Hüseyin Rahmi Gürpınar
|
|||
Bir Kadın Düşmanı
|
Reşat Nuri Güntekin
|
|||
Genç Werter’in Acıları
|
Goethe
|
|||
Vadideki Zambak
|
Balzac
|
|||
HİKÂYE
|
||||
İmzasız Mektuplar (Harap Mabetler)
|
Halide Edip Adıvar
|
|||
Bir Serencam, Millî Savaş Hikâyeleri, Okun
Ucundan
|
Yakup Kadri K.
|
|||
Bahar ve Kelebekler, Tarih Ezelî Bir
Tekerrürdür, Aşk
ve Ayak Parmakları, Sivrisinek, Lokantanın
Esrarı,
Memlekete Mektup
|
Ömer Seyfettin
|
|||
Sönmüş Yaldızlar, Bir Damla Gözyaşı, Bir
Hazin Hakikat, Yalan, Bir Hayal Kırıklığı, Kumandanın Şoförü
|
Reşat Nuri Güntekin
|
|||
ŞİİR
|
||||
Ana Mektupları, İki Bayram
|
Aka Gündüz
|
|||
Bayram Mektubu
|
Halit Fahri Ozansoy
|
|||
İzmir Yollarında, Son Mektup
|
Kemalettin Kamu
|
|||
Anneme Mektup, Zindandan Mehmedʼe Mektup
|
Necip Fazıl Kısakürek
|
|||
Oktayʼa Mektuplar
|
Orhan Veli Kanık
|
|||
GEZİ YAZISI
|
||||
Hac Yolunda, Avrupa Mektupları
|
Cenap Şahabettin
|
|||
Romanya Mektupları
|
Ahmet Rasim
|
|||
Edebiyatımızda mektup tarzında ilk
romanı, “Hüseyin Rahmi Gürpınar denemiş ve karı koca geçimsizliğini ele aldığı
Mutallaka’yı yazmıştır.
KISACA
MEKTUP TÜRÜNÜN GELİŞİMİ
Bulunabilen en eski mektup örnekleri Mısır
firavunlarına ve Hititlere aittir. İslamiyet’i yaymak amacıyla Hz.
Muhammed’in Mısır, Habeşistan ve Bizans hükümdarlarına gönderdiği mektuplar
türün bilinen örneklerindendir.
Rönesans’tan sonra Avrupa’da
mektup türü büyük gelişme göstermiş; Jean Jacques Rousseau (Jan Jak
Ruso), Voltaire (Volter) gibi yazarlar bu türde eserler vermişlerdir.
Mektubun Türk tarihinde ne zaman ortaya
çıktığı kesin olarak bilinmemektedir. Türkler, Anadolu’ya gelmeden önce mektup
türünü kullanmışlardır. Uygur prenslerinin yazdığı mektuplar bu türün
Türk tarihindeki ilk örneklerindendir. XVI. yüzyıl divan şairi Fuzûlî’nin
Şikâyetnâme adlı eseri mektup türünün tanınmış örneklerindendir.
Tanzimat’la birlikte Batı’dan mektup çevirileri yapılmıştır.
Cumhuriyet Dönemi’nde edebî mektup türünde örnekler çoğalmıştır.
DÜNYA EDEBİYATINDA MEKTUP
Mektubun edebi tür olarak gelişimi, Latin
edebiyatına dayanmaktadır. Mektup türünün ustaları ancak 18. yy'da yetişmiştir.
Özellikle Fransa'da Voltaire, Rousseau bu türü çok kullanan sanatçıların
başında gelir.
Mektup türü hikâye ve
romanların yazımında da kullanılmıştır. Bazı sanatçılar daha etkili olur
düşüncesiyle eserlerini mektup tarzında kaleme almışlardır. Örneğin J. J.
Rousseau'nun Nouvelle Helsise, Goethe'nin Genç Werther'in Istırapları,
Balzac'ın Vadideki Zambak adlı eseri buna örnektir.
TÜRK EDEBİYATINDA MEKTUP
Tanzimat'tan sonra önem
kazanmaya başlamıştır. Daha öncesinde münşeatlarda özel ve resmi mektuplara yer
verilirdi. Yalnız bu eserlerin dili süslü ve sanatlıydı. Bu yüzden bu
mektuplardan eski
yaşayışımız hakkında bilgiler edinmek mümkün değildir. Ancak bu dönemde mektup
tarzında yazılan edebi metinlere rastlanır. Fuzuli'nin Şikâyetname'si bu türün
ilk örneğidir. Leyla ve Mecnun, Şah u Geda, Hüsn ü Aşk gibi ünlü mesneviler de
manzum aşk ve sitem mektuplarıdır.
Ayrıca tarihi şahsiyetler
arasında da manzum mektuplar yazma geleneği vardır. Kanuni ile oğlu Beyazıt,
II. Beyazıt ile Cem Sultan arasındaki mektuplaşmalar buna örnektir.
Tanzimat'tan sonra ilk ilgi
çekici mektuplar Akif Paşa'ya aittir. Bunlar 1885'de basılmıştır. Sonraki
dönemlerde Namık Kemal'in Hususi Mektupları, Abdülhak Hâmid Tarhan'ın,
Mektuplar; Muallim Naci'nin Muhaberat ve Muhaverat adlı eserleri basılmıştır.
Bazı sanatçılar ise
mektuplardan oluşan romanlar, hikâyeler, anılar, gezi yazıları kaleme almıştır.
Halide Edip'in Handan; Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Mutallaka, Sevda Peşinde;
Reşat Nuri Güntekin'in Bir Kadın Düşmanı adlı romanları bunlar arasında
sayılabilir.
Ömer Seyfettin'in bazı
hikâyeleri, mektup biçiminde kaleme alınmıştır.
Mektup türünde yazılan gezi
yazıları da vardır. Cenap Şahabettin'in Hac Yolunda, Avrupa Mektupları; Ahmet
Rasim'in Romanya Mektupları buna örnektir.
Nurullah Ataç'ın Okura
Mektuplar isimle eseri mektuplardan oluşan bir deneme kitabıdır. Cumhuriyet döneminde
bazı sanatçıların mektupları kitap hâline getirilmiştir. Cahit Sıtkı Tarancı
Ziya'ya Mektuplar, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Mektuplar, Nazım Hikmet'in Kemal
Tahir'e Hapishaneden Mektuplar adlı eserleri buna örnektir.
Türk Edebiyatındaki
temsilcileri: Namık Kemal, Ziya Paşa, Halide Edip, Cahit Sıtkı Tarancı, Abdülhak Hamit
Tarhan
Dünya Edebiyatında Mektup
Türünün Temsilcileri: İlk temsilcisi: Çiçero, Fransa’da ; Mme de Sevigne, Voltaire, Rousseau
mektup türünü çok kullanan sanatçılardır.
Bazı sanatçılar romanlarının daha içten ve etkili olması için mektup türünde
yazmışlardır. Balzac “vadideki zambak” , Goethe’nin “Genç Werther’in
Izdırapları” bu şekililde yazılmıştır.
MEKTUP
Uzakta bulunan herhangi
dosta, arkadaşa gönderilen ya da kamu kuruluşları arasında haberleşmeyi
sağlayan bir yazı türüdür. Mektuplarda dilek ve arzu bildiren duygu ve
düşüncelere yer verilir.
Mektupta kullanılacak
anlatım, bunu okuyacak kişinin kültür düzeyine göre ayarlanır. Arkadaşa
yazılacak bir mektupta kullanılacak dil, büyüğe yazılacak mektuptaki dilden
elbette farklı olmalıdır.
Mektuplar, dört grupta
sınıflanmaktadır:
1) Özel Mektuplar
2) Edebî Mektuplar
3) Resmî ve İş Mektupları
4) Açık Mektuplar
A)ÖZEL MEKTUPLAR
Akraba ve dost gibi yakın
çevredeki insanlara yazılan mektup çeşididir. Bu tür mektuplarda doğal ve
samimi anlatım ön plândadır. Sanatçı ve edebiyatçıların, daha çok genel konular
üzerinde yazdıkları özel mektuplara "edebî mektup" da denmektedir.
Özel mektupları yazarken
dikkat edilecek özellikler şunlardır:
a) Mektup yazılacak kâğıt,
şekil yönünden düzenli ve temiz olmalıdır.
b) Mektup, mürekkepli ya da
tükenmez siyah renkli kalemle yazılmalıdır.
c) Mektubun sağ üst
köşesine "tarih", yanına da yazıldığı "yerin adı"
konmalıdır
d) Mektubu göndereceğimiz
kişinin genel özelliklerine göre (yaşı, kültür düzeyi, yakınlık derecesi vb.)
"hitap cümlesi" bulunmalıdır.
e) Mektubun sağ alt
köşesine "ad-soyad" yazılmalı ve "imza" atılmalıdır.
f) Mektubun sol alt
köşesine "adres" yazılmalıdır.
B)EDEBİ MEKTUPLAR
Edebî mektuplar; yazarları,
içerikleri ve ifade şekilleri ile özel mektuplar içinde ayrı yer tutar ve ayrı
şekilde ele alınırlar. Edebî mektuplarda, mektubun yazıldığı dönemin edebiyat
ve düşünce olayları yer alır. Yazar, karşısındakine öğüt verir, yol gösterir.
Eski dönemlerde, bu tür kişisel edebî mektuplar, "Mektûbât =
Mektuplar" adı altında toplanır ve geniş kitlelerin de okuyabilmesi için
yayımlanırdı.
Düşünce ve edebiyat
alanındaki görüşleri sergilemeleri bakımından mektupları yayımlanan yazar ve
şairlerimizden bazıları şunlardır:
Özel Mektup ile Edebî Mektup Karşılaştırması
Benzerlikler
Her ikisinde de
hitap bölümündeki içtenlik gönderi-alıcı arasındaki yakınlığa göre değişir.
Her ikisi de
yazılı iletişim aracıdır.
Her ikisi de
belli bir plan göre yazılır
Her ikisinde de
genelde samimi bir dil kullanılır.
Her ikisinde de
sağ üst köşeye tarih yazılır.
Sonuç bölümünde
sevgi, saygı ve iyi dilekler bildiren ifadelere yer verilir.
Her ikisinde de
sağ alt köşeye isim yazılır, imza atılır.
Farklılıklar:
Özel mektuplara
göre edebi mektuplar yazınsal/sanatsal bir değer taşır.
Edebî
mektuplar, dil ve anlatım açısından sanat değeri taşır. Özel mektuplar ise
günlük bir dil kullanılır.
Edebî mektuplar
belge niteliği taşıdıklarından önemlidirler. Bu tarz mektuplardan yazıldıkları
döneme ait sanat, edebiyat ve fikir olayları hakkında bilgi edinmek de
mümkündür.
Tanınmış
yazarlar birbirlerine yazdıkları mektuplarla fikir ve sanat olaylarını ve
eserleri tartışırlar, özel mektuplar ise daha kişisel konulardan bahseder.
***Şikayetname, Fuzûlî tarafından yazılan edebiyatımızdaki ünlü bir
mektuptur. Kendisine bağlanan maaşı alamayan Fuzûlî, Nişancı Celâlzade Mustafa
Çelebi’ye yazdığı mektupta memurların davranışlarını şikâyet eder.
C)RESMİ MEKTUPLAR, İŞ
MEKTUPLARI
Bir talebi ya da siparişi
bildirmek, bir soruna açıklık getirmek, iş başvurusunda bulunmak, bir üst
makama belirli bir durumla ilgili bilgi iletmek vb. amaçlarla kişiler ile
kişiler, kişiler ile kurumlar ya da kurumlar ile kurumlar arasında yapılan
yazışmalardır.
DİLEKÇE
Dilekçe, bir isteğin bildirilmesi veya bir şikâyetin
iletilmesi amacıyla kişilerin resmî makamlara sunduğu, durum bildiren yazıdır.
Dilekçe; çizgisiz, beyaz dosya kâğıdına
bilgisayar veya daktiloyla yazılabileceği gibi silinmez kalemle, okunaklı el
yazısı ile de yazılabilir. Dilekçede söz konusu istek veya şikâyet öz olarak
belirtilir, gereksiz ayrıntılara girilmez. Sade ve resmî bir dil kullanılır,
yazım ve noktalama kurallarına dikkat edilir. Dilekçede dilekçe sahibinin
adı-soyadı ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması zorunludur.
Dilekçeyi Oluşturan Unsurlar
Muhatap
(Kurum / Makam): Dilekçenin muhatabı olan kurumun / makamın adı satırı ortalayacak
şekilde yazılır.
Kendini
Takdim: Dilekçeyi
yazan, sunduğu kurumla ilgisini belirtecek şekilde kendini kısaca tanıtır.
Sorun
ve Talep (İstek / Şikâyet): Kuruma iletilmek istenen sorun, şikâyet ve talep belirtilir.
Saygı
İfadesi: Metin
“arz ederim” saygı ifadesi ile bitirilir.
Tarih:
Metin
bölümünden sonra yazı alanının sağına gün, ay, yıl sıralamasıyla yazılır.
İmza:
Yazı
alanının sağında, tarihin altında yer alır.
Ad-Soyad:
Yazı
alanının sağında ve imzanın altında yer alır.
İletişim
Bilgileri: Yazı
alanının soluna iş veya ikametgâh adresiyle diğer iletişim bilgileri yazılır.
Ek
(varsa): Dilekçe
ile birlikte sunulması gereken belgeler varsa yazı alanının sol alt kısmına “Ek:”
yazılarak bu
başlık altında adı, adedi ve sayfa sayısı belirtilen belgeler
numaralandırılarak yazılır.
D)AÇIK MEKTUPLAR
Her hangi bir düşünceyi,
görüşü açıklamak, bir tezi savunmak için bir devlet yetkilisine ya da halka
hitaben, bir kişi ya da kurum tarafından yazılan, gazete, dergi aracılığı ile
yayımlanan mektuplardır.
Açık mektuplarda sadece
yazanı değil, geniş kitleleri ilgilendiren önemli konular ele alınır.
Açık mektubun türü; makale,
fıkra, inceleme yazılarından birine uygun olabilir. Açık mektup örneklerine
zaman zaman gazete ve sanat dergilerinde rastlanmaktadır.
E-POSTA (ELEKTRONİK POSTA)
E-posta; Genel Ağ üzerinden kullanıcıların
birbirlerine gönderdikleri dijital mektuptur. E-postaya
(elektronik posta), elektronik mektup (elmek)
da denir.
E-postalara resim, müzik, video gibi her
türlü dosya türü eklenebilir ve alıcının
bilgisayarına transfer edilebilir. E-posta yazılan kişinin yakınlık
derecesine bağlı olarak bir hitap kullanılır.
İlk kez e-posta atılıyorsa konuya girmeden önce kişi kendini
kısaca tanıtmalıdır.
Bir e-postada iki bileşen vardır: üstbilgi,
e-posta bedeni.
Üstbilgi: Bu bileşende ileti özeti, gönderen, alan ve
iletiye ilişkin diğer bilgiler bulunur.
E-posta bedeni: Burada iletinin
kendisi ve genel olarak kullanıcı imzası yer alır.
E-postada gönderen (kimden), alıcı (kime),
konu ve tarih adında dört önemli alan vardır.
“Gönderen” bölümünde iletiyi
gönderenin adresi ve adı, “alıcı”da iletiyi alanın adresi ve adı, “konu”da
iletiyi
özetleyen birkaç kelime “tarih”te ise ileti
gönderildiğindeki yerel tarih ve saat yer alır.
TUTANAK NEDİR?
Tutanak; belgelenmesi gereken bir durumu, olayı tespit
edenler tarafından imzalanan veya meclis, kurul, mahkeme vb. yerlerde söylenen
sözlerin olduğu gibi yazıya geçirilmesi ile oluşan belgedir.
Tutanak, çizgisiz, beyaz dosya kâğıdına bilgisayar veya
daktiloyla yazılabileceği gibi silinmez kalemle okunaklı el yazısı ile de
yazılabilir. Tutanakta yanlış yazılan ifadenin üstü tek çizgi ile çizilir ve
düzeltme paraflanır. Tutanakta silme, kazıma ve tutanağa sonradan ekleme
yapılmaz. Birden fazla sayfa kullanılmış ise her sayfa numaralandırılır ve
paraflanır. Tutanak birden fazla nüsha hâlinde düzenlenmişse her bir nüshada
ıslak imza bulunur. Tutanaklar, temelde toplantı ve olay tutanağı diye
gruplanmakla birlikte toplantının veya olayın içeriğine göre tutanağın adlandırıldığı
da görülür: arama tutanağı, duruşma tutanağı, iş kazası tutanağı, işe
devamsızlık tutanağı, kaza tespit tutanağı, kayıp veya buluntu eşya tutanağı,
sınav tutanağı, teslim tutanağı, tespit tutanağı, yangın tutanağı vb. anlaşılır
biçimde ve olduğu gibi yazılır; yoruma yer verilmez. Tutanağı imzalayanların
isim ve unvanları açıkça belirtilir.
EDEBİ MEKTUP ÖRNEĞİ.
ZİYA GÖKALP – KIZI SENİHA'YA
MEKTUP
Kızım Seniha,
Sevgili kızım, bu hafta da
mektup alamadım. Fakat ehemmiyeti yok. Mektup almasam da almış gibiyim.
Kalblerinizi bir kitaptan daha iyi okuyabilirim. Mektubunuz gecikmiş olsa da ne
çıkar? Yalnız sıkıntıda olup olmadığınızı anlamak isterim. İnsaniyet artık
daimi ıstıraplardan kurtulacaktır. Böyle buhranlı zamanlar büyük mefkurelerin
büyüyüp yayılacağı bir zamandır, insanları kurtaracak mefkurelerdir. Mefkure
her memleketi bir cennet yapacak. Her milleti, kendi cennetinde hür ve mesut
yaşayacaktır. İstikbalde artık haksızlık, adaletsizlik, hürriyetsizlik yoktur.
Kin, husumet, tama’ haset yoktur. Fertler birbirini sevecek, milletler
birbirini sevecek, dinler birbirini sevecek, medeniyetler birbirini sevecek.
Yeni hayatta her fert, her
millet tabiatın gizli hazinelerini sây anahtarıyla açarak oradan geçinecek;
ovalarımız, derelerimiz, tepelerimiz şimdiki gibi boş kalmayacak; tepeler
ormanlara, dereler yemiş ağaçlarına, ovalar yeşil ekinlere bürünecek; her tarafta
fabrikaların, maden ocaklarının bacaları, semaya siyah duman sütunları
savuracak; çocuklar oynarken derslerini öğrenmiş olacak, büyükler eğlenirken
işlerini yapmış bulunacak, kimse kanaatinden dolayı mücrim tutulmayacak; kimse
milletini sevdiği için cani addolunmayacak, en iyi adamlar değil, hattâ iyi olmayanlar
bile, hapishanelerde, menfalarda çürütülmeyecek; o zamanın kanunları yalan,
ahlâkları sahte, ilimleri, felsefeleri hileli olmayacak.
İşte bu zaman gelince bizim
milletimiz de mesut olacak, şimdi haksızlığa, sefalete, esarete, sıkıntıya tahammül
lâzım geliyor. İnsanlarda bu hale uzun müddet tahammül edemezler. İnsanda akıl,
irade, mefkure varken zilleti kabul edemez kızım.
ÖZEL MEKTUP ÖRNEĞİ.
Kardeşim
Hamdi, Ankara.
2 Kasım 1958
İki
gündür Yahya Kemal’in ölümünün derin hüznü içindeyim. Uzun zamandır yavaş yavaş
çöken, zerre zerre eriyen bu aziz varlığın yok olacağı acısına gerçi ben de
hazırlanmıştım. Fakat o muhteşem sesin ebediyen dinmiş olduğunu düşünmek bana
tarifi imkânsız gönül bezginliği veriyor. Onun hakkında duyup düşündüklerimi
toplayıp yazmam için biraz vakit geçmesi lâzım. Yalnız bugünlerde yapılması
lâzım gelen bir vazifem var. Bana üstadın bir vasiyeti olmuştu; onu senin
vasıtanla matbuata intikal ettirmek istiyorum:
1937
veya 1938 senelerinde idi. İzmir’de güzel bir yaz akşamı Yahya Kemal’le
Kordon’daki Şehir Gazinosu’nda idik. Söz galiba “Rindlerin Ölümü” manzumesi
dolayısıyla o mecraya dökülmüştü. Ve bana öldüğü zaman, taştan, sade bir mezar
yapılmasını, taşının üstüne de yalnızca bu manzumenin ikinci kıtasıyla adının,
doğum ve ölüm tarihlerinin yazılmasını istediğini “vasiyet” kelimesini de
kullanarak söylemişti.
Merhumun
mezarının da İstanbul şehri adına yaptırılacağını umuyorum. Onun için, böyle
bir teşebbüste vaktiyle bana yapmış olduğu vasiyetin bilinmesini istiyorum.
Bugünlerde İstanbul’da olmadığım için buna sen delâlet eder misin?
Senin
de başın sağ olsun. Gözlerinden öperim kardeşim.
Necmettin Halil Onan
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKJwqL4yvWWP-053MTOJ1gMxI8fQEYo1LZ2Rm2A4yNdzPc7BlzUG2PMdVsWFeLGksJ7c8YY7lTruF01fF9AVPqZLkilK1xvUu1PktaxYBM25xh0VEAiGwxDQR6Y_3WS-iPbiXvajW8vKUR/s1600/%25C3%2587+T.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_e7vv-qyaXXdOhUAYQyTIWRX4eTfXWyYukns_077U9rdj284kWmikalCs2r6hC41VmQlvfD-G4lfuMxjAL8vXf4b9tm5nVlH7l881NchbdyF8xexyXu259CYFSwZlOoCjLxFg5G4dJfK7/s1600/CCC.png)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOMg-WwY3UXQr9lxDzXQNyALWSxse9yWqyyDETMXkyCuhratSZZwbREsv7SdN7RV7VKSia6hJ0ACByAyY6Q68pWimEnqM9NGYf5i0WjoSpTlHgQl_CuqscdZyraLF2yQgH5ranEtaJxD4x/s1600/CM.bmp)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7gyXSMJjoVUcQdssvQ2WvWkysD9Etn8ng3Cg7VBJ8PSyH3Ns_e4-1MGKBp0jfOSUrNvrR4WhRJKdakBPVi3grT0g9LvBsiHC1Re3dRZZT7HedcmDHKIWgiV3ou9ipIDj5kDkQbJ_mXteH/s1600/H%25C4%25B0LAL+BOZKURT.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiR7wTzB6DTxrceOCluMF29QavRNh2p1B6fJzkeDkWaIZLX0uilICENTMdYUjEk7Ix2-k_z-zxeX-bEg2ucciV_6nx-rcfjekhebhFw4d4Fibl4ET0MR1UWfax_eDXo55EPwtvP0ksfrISU/s1600/%25C4%25B0HT.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKJwqL4yvWWP-053MTOJ1gMxI8fQEYo1LZ2Rm2A4yNdzPc7BlzUG2PMdVsWFeLGksJ7c8YY7lTruF01fF9AVPqZLkilK1xvUu1PktaxYBM25xh0VEAiGwxDQR6Y_3WS-iPbiXvajW8vKUR/s1600/%25C3%2587+T.jpg)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder